21 Şubat 2013 Perşembe

Perfect Number // Suspect X (2012)

Onun için çözülemeyecek tek denklem aşktı!
Aşk, bir matematikçi için ölümcül bir problemdir! 

Film adı: Perfect Number / Suspect X 

Romanization: Yonguija X 
Korece: 용의자X 
Yönetmen: Bang Eun-Jin 
Yazar: Keigo Higashino (roman), Kim Tae-Yoon 
Dünyada İlk Gösterim: 7 Ekim, 2012 (Busan Uluslararası Film Festivali) 
Vizyon Tarihi: 18 Ekim, 2012 
Süre: 118 dk. 
Genre: Gerilim / Romantik 
Dil: Korece 
Ülke: Güney Kore 

Konu: 
Suk Go, sıradan bir lise matematik öğretmeni gibi görünse de aslında bir matematik dahisidir. Suk Go, kazara eski kocasını öldüren sevdiği kadının cinayetini örtbas etmeye karar verir.
Keigo Higashino'nun, "The Devotion of Suspect X" kitabından uyarlanmıştır. 

Oyuncular: 
Ryu Seung-beom --> Kim Suk-go  &     Lee Yo-won --> Baek Hwa-sun

Jo Jin-woong --> Komiser Jo Min-bum 
Kim Yoon-sung --> Sang-joon, Min-bum'un iş arkadaşı 
Kim Bo-ra --> Yoon-ah, Hwa-sun'un yeğeni 
Lee Suk-joon --> Nam Tae-woo 
Uhm Sung-min --> Jung-sook 
Kwak Min-ho --> Kim Chul-min 
Kwon Hae-hyo 
Nam Yoon-chul 
Kim Joo-ryung

"Kimsenin çözemeyeceği bir problem yapmak mı yoksa onu çözmek mi?
Hangisi daha zordur?"
Filmin konusunda da bahsi geçtiği gibi başrol kızımız eski kocası evine gelip ona saldırınca istem dışı olarak kendini savunma adına adamı öldürür. Bu sırada ona ilgi duyan yan komşusu her şeyi duyar ve ona kendisine güvenirse ne pahasına olursa onu ve yeğenini koruyacağına dair söz verir. Böylece kimsenin çözemeyeceği bir plan yapar.


Filmdeki cinayet, polisin olayı araştırması falan mühim değil... Anlatılmak istenen başrol adamın yalnızlığı, dehası, matematikten başka ilk kez bir şeyi sevmesi, bu sevgiye olan bağlılığı ve fedakarlığı...
İzledikten sonra değer miydi diyebilir belki izleyenler ama unutulmamalıdır ki onun için hayattaki tek yaşama nedeni matematikti. Ta ki Hwa Sun'la tanışana kadar... Onunla tanıştığında matematik kadar güzel bir şey olduğunu görüyor ve sımsıkı bağlanıyor ona. Yalnızlığını azaltıyor belki de...
Onu kaybetmektense kendi hayatını feda etmeye hazırdır.

"Bu beynim değil, kalbim..."
Filmin en güzel yanıysa gerçekten güzel repliklerin olması. Çevirirken zevk aldım, yeni şeyler de öğrendim.

Film bittiğinde benim de gözlerim dolu doluydu...
İçime oturdu film, hüngür hüngür ağlama isteği uyandırdı ben de. Fakat bunun nedeni Matematikçiyi kıskandığımdan mıydı, ona imrendiğimden miydi, matematikçinin yalnızlığı ve fedakarlığından mıydı yoksa filmin sonundan mıydı bilemedim. Belki de hepsinin toplamının etkisidir.

Bence filmde bir cinayet söz konusu olsa da çok sıcak bir ortam vardı.
Kimisine takıntı gibi gelebilecek ama aslında saf, karşılıksız, fedakarca bir aşk izledik. Tek tatlı sözle mutlu olabilecek, bir gülümsemeyle içi aydınlanacak, kendi halinde dahi bir aşık...
İşlenen güzel bir arkadaşlık da vardı filmde.

Film Keigo Higashino'nun, "The Devotion of Suspect X" kitabından uyarlanmıştır. Ayrıca 2008'de "Yôgisha X no kenshin" adında bir de Japon versiyonu çekilmiş. İlk fırsatta izlemeyi düşünüyorum onu. Koreliler dram boyutuna ağırlık vermiş ama Japonların biraz da gizem kısmına ağırlık vermiş olacaklarını tahmin ediyorum. Bakalım, izleyip göreceğim onu da. 

Başrolü oynayan Ryu Seung-beom'u daha önce Over My Dead Body'i de izlemiştim. Orada beni çok güldürmüştü ama burada içimi dağladı desem yeridir.

Kısacası, kalbiniz ısınsın sonra da yansın istiyorsanız tavsiyemdir bu film. Gizem boyutundan çok aşk boyutunu göz önünde bulundurursanız daha çok zevk alacağınızdan eminim.


Fragman

16 Şubat 2013 Cumartesi

The Neighbors 2012

KOMŞULAR
Komşun bir seri katil... Dikkat et, sıra sana gelebilir!!!

Film Adı: The Neighbors / Neighbor / Yiwootsaram 
Korece: 이웃사람
Yönetmen: Kim Whee
Yazar: Kang Pool (çizgi roman)
Yapımcı: Suk Jae-Seung
Vizyon Tarihi: 23 Ağustos, 2012
Süre: 110 dk.
Genre: Gerilim
Dil: Korece
Ülke: Güney Kore

Konu:
Aynı binada yaşadığı bir kızı öldüren bir seri katil,
onun cinayet işlediğini fark ettikleri halde çeşitli nedenlerle sessiz kalıp günlük işlerine devam eden komşular
ve üvey kızını koruyamadığını düşünüp kendini suçlu hisseden bir annenin vicdan azabı...
Seri katil cinayetlerine devam ederken, öldürdüğü kıza benzerliğiyle dikkat çeken Soo Yeon'u gözüne kestirmiştir.
Film Kang Pool'un Kore'de webtoon denilen web tabanlı çizgi roman serisinden uyarlanmıştır.
2.43 milyon bilet satarak Kang Pool'un filme uyarlanan çalışmaları arasında en üst sıraya yerleşmiştir.

Oyuncular:
Kim Yunjin,   Kim Sae-ron 
Kim Sung-kyun , Chun Ho-jin 
Do Ji-han ,  Jang Young-nam 
Ma Dong-seok ,  Im Ha-nyong

Diyelim ki yaşadığınız mahallede 14 yaşlarında bir kızın öldürüldüğünü duydunuz. Bunu yapanın bir seri katil olduğu söyleniyor. Şans eseri katilin kim olduğunu az çok tahmin ediyorsunuz. Peki bu durumda ne yaparsınız?
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." mı dersiniz?
Günümüzde özellikle büyük şehirlerde herkes başıma iş açılmasın diye bir olay gördüğünde oradan kaçıyor.
Haksızlıklara karşı seyirci kalabiliyoruz. Yarın bizim başımıza da gelir korkusu taşımadan o anda üç maymunu oynayabiliyoruz; görmedim, duymadım, bilmiyorum...

Peki, işler değişip de yavaş yavaş katil rotasını size çevirince de sessiz kalmak işe yarayacak mı?
Size kim yardım edecek?

Türü gerilim olsa da dram biraz daha ağırlıklıydı. İnsanların umursamazlıkları, duyarsız oluşları, ve tabii ki önyargıları etkileyici bir şekilde sunulmuş izleyicilere. İnsanı yer yer duygulandıran, yer yer sinirlendiren bir filmdi. Ailece izlenebilir bir film ayrıca. Tereddüt etmeden tavsiye edebilirim.

Fragman:



7 Şubat 2013 Perşembe

Taare Zameen Par 2007

Her Çocuk Özeldir // Every Child is Special

"Zamanlarını rüzgarı yakalamaya çalışarak ve yağmur damlalarındaki öyküleri anlatarak geçirirler gökyüzünün tuvalinde dünyayı boyarken."

Birçok film az zamanda çok şey anlatmak istedikleri için yetersiz kalabiliyor. Ne tam olayı anlatabiliyor ne de duyguları yansıtabiliyor. Uzun zamandır izlediğim filmler arasında dolu dolu geçen, çok iyiydi dediğim bir yapım çıkmamıştı. Konu orijinal olsa da bir türlü tam anlamıyla doyuma ulaştırmamıştı beni.
Bu kez rotamı başka yöne çevirip bir Hint filmine yöneldim. Uzun zamandır çok övüldüğünü duymuştum Hint filmlerinin, bir izleyen bir daha vazgeçemiyor, öve öve bitiremiyordu. Özellikle Aamir Khan yapımlarını.  Sonunda gerek hocalarımdan gerek sitelerdeki yorumlardan bol bol övgüsünü duyduğum "Her Çocuk Özeldir" filmini yine bir hocam sayesinde izlemiş bulundum.
Film boyunca çok güldüm, çok üzüldüm, çok içim yandı, çok duygulandım ve tarif edilemez birçok duyguyu yaşadım. Hani bazı kitapları okur ya da bazı filmleri izlersiniz de bittiğinde o anlatılamaz doyum noktasına ulaştığınızı hissetseniz de duygularınızı kelimelere dökemezsiniz ya, işte bu filmde bana aynı şeyi yaşattı.
Filmin sonunda gözlerim nemli bir şekilde yüzümde koca bir tebessümle ekrana bakakaldım.
Harika bir canlı performans dinledikten sonra büyülenmiş gibi sessizce bekleyen izleyicilerin birden ayağa kalkıp çoşkuyla alkışlamaları gibi bir duyguyu yaşatıyor film. Bittikten sonra "Bitti mi şimdi?" diye önce bir hüsran yaşayıp donup kalıyorsunuz. Sonra yavaş yavaş kendinize gelip yüzünüzdeki tuhaf gülümsemenin farkına varıyor ve ayakta dakikalarca alkışlama isteği duyuyorsunuz.
Belki filmin konusu bilindik gibi gelebilir izleyenlere. Fakat filmde öylesine güzel işlenip anlatılmıştı ki konu, etkilenmemeniz mümkün değil. Mutlaka birkaç noktada kendinizi görüyorsunuz. Size birkaç anınızı hatırlatacak sahneler mutlaka vardır. Aile üyelerinden biri sizin ailenizdeki birine benziyor olabilir, okuldaki öğretmenler iyisi ya da kötüsüyle size kendi öğretmenlerinizden birini hatırlatabilir, en önemlisi ise çocuğun içinde bulunduğu durumlardan birini yaşamış olabilirsiniz... Hint kültürüyle ülkemizin kültürlerinin, hatta dillerinin bile benzerliğini düşününce ortak nokta bulmak çok da zor olmuyor tabii.
Filmde bizim alıştığımız sıradan yöntemlerle öğrenme güçlüğü çeken bir çocuğun yaşadığı zorlukları anlatıyor.
Notları çok düşük, yazı yazmayı bile beceremiyor, okumada çok zayıf... ama sevdiği bir şey var, o da resim yapmak... Hayallerinde süslüyor dünyasını, resimlerle ifade ediyor düşüncelerini.

Yaşıtlarından çok farklı olması, herkes gibi düşünmemesi, herkesten farklı olması tembellik olarak düşünülüyor ve dışlanmaya başlıyor. Bu yüzden sürekli cezalandırılan Ishaan git gide ailesinden de soyutlanmaya başlar.
Başarılı bir iş adamı baba, sürekli okul birincilikleriyle eve gelen bir abi... Böyle bir ailede onun gibi notları düşük bir çocuğu kabullenemeyen babası İshaan'ı yatılı okula verir.
Zaten hayattan soyutlanan İshaan ailesinden ilk kez ayrılmanın verdiği kaygıyla daha da kötü bir hale gelir.
Yatılı okulda hocalarının sert davranışları, ailesinden ayrı olması da onun depresyona girmesine sebep olur.
Artık hiç gülmüyordur, konuşmuyordur, resim yapmıyordur, hayattan bağını koparmış, içine kapanık bir çocuk haline gelmiştir.
Bir gün okula yeni bir resim öğretmeni gelir ve İshaan'ın tüm hayatı onunla birlikte değişir.

İshaan'ın dünyaya yeniden gülerek bakmasını, büyük bir duygu yoğunluğunda izleyip, finalde içimizi kaplayan huzur ve gurur duygusuyla, sanki biz başarmışız o işi gibi koltuklarımız kabarmış bir şekilde tebessüm edip filme, oyunculara ve yapım ekibine hayran kalıyoruz.
Film 3 saate yakın sürüyor, ve Hint yapımlarının olmazsa olması müzikleri yine filmde mevcut.
Hele son sahnelerde çalan Shankar Ehsaan Loy - Kholo Kholo şarkısını, o anın duygularına yansıtma açısından çok yerinde kullanmışlar gerçekten.
Filmin uzun olması ve bazı olayların fazla detaya kaçarak anlatılması biraz sıkıcı gelebilir izleyenlere. Fakat ben o ayrıntıların anlatılmak istenen düşünce için gerekli olduğunu düşünüyorum.
Yavaş yavaş, içe işleye işleye, derinden ve sessiz bir şekilde anlatıyor film bize anlatmak istediğini.
Film bittiğinde ise o 3 saatin kesinlikle boşa gitmediğini hissedeceksiniz zaten.


Son olarak güzel filmimizin en etkili sahnesini, o güzel şarkı eşliğinde izleyelim. :)
"Öyleyse keşfet kendini, kimsin nesin.
Güneşsin, etrafına ışık veren.
Nehirsin, farkında değil misin akıp gittiğinin, yükseklerden uçtuğunun...
Seni mutlu eden şey olmalıdır hedefin."