26 Ağustos 2013 Pazartesi

3 Idiots // 2009

İzleyenlerin dilinden düşüremediği, öve öve bir hal oldukları, "Yoksa sen hala izlemedin mi?" diye alaycı ve küçümseyici bakışlar gönderdiği meşhur "3 Aptal"ı, bir Uzakdoğu sever olarak çok geç de olsa sonunda izledim. Peki asıl soru şu: "Gerçekten de söylendiği kadar var mıymış?"
Cevaba gelecek olursak da: "Evet, hem de az bile söylenmiş."

İyice eğitim sektörüyle yüz yüze olmaya başladığım bu dönemlerde bu filmin karşıma çıkması bana, "Aa evet, meğersem bu doğru anı bekliyormuşum izlemek için." dedirtti. Zira bu filmi 2-3 yıl önce izleseydim çok uçuk kaçık, abartılı, peri masallarına heves etmiş ve gerçek dışı olarak yorumlayabilirdim. Şimdiki hislerimin hiçbirini hissetmeyip filmin bize anlatmak istediğini anlamayabilirdim.

Filmde ailelerin çocuklarının seçeceği mesleğe karar vermeleri, dersler konusunda onlara yaptıkları baskılar, kimsenin onlara, "Sen ne olmak istiyorsun?" diye sormaması, toplumun gözünde iyi bir yere gelmeleri ve statü kazanmaları için yaptıkları baskılar anlatıyor.
Hindistan'da sırf bu baskılar yüzünden intihar eden öğrenci sayısının yüksekliğine dikkat çekiliyor.
Eğitim sisteminin yaratıcılığı değil de ezberi aşıladığını, öğrencilerin, "Ben nasıl yeni bir şey öğrenirim?" değil de, "Ben nasıl yüksek not alır, nasıl iyi para kazanacak bir konuma gelirim?" diye düşündüğünü eleştirisel biçimde izleyiciye sunuyor.
Filmi izlerken dönüp bir kendinize bakıyorsunuz. Ardından da sorular beyninizde uçmaya başlıyor.
"Ben olduğum yere kendi isteğimle mi geldim?"
"Mesleğimi ben mi seçtim?"
"Mesleğimi seçerken kendi duygularıma mı yoksa ailemin, akrabalarımın, çevremdeki insaların ne düşüneceğine göre mi karar verdim?"
"Şimdi olduğum şey benim istediğim şey mi?"
 Veee tabii çok daha fazlası...
Kaç kişi bu sorulara verdği cevaplar sonrası mutlu olmuştur acaba?  Pek fazla olduğunu sanmıyorum. Çünkü bizim eğitim sistemimiz de bize olmak istediğimiz şeyi olabilmemiz adına pek fazla seçenek sunmuyor.
Sadece eğitim sistemimiz değil aile ve çevre baskısı da sunmuyor elbette.
Son zamanlarda sanki sunuyormuş gibi bir hava yaratılmaya çalıştığı doğrudur ama bu hiç de öyle değil.
"Aaaa senin çizimiz çok güzelmiş." diye çocuğunun yeteneğini fark eden bir aile asla çocuğuna git de ressam ol demiyor. "Senden iyi mimar olur." diyor.
"Çenen iyi laf yapıyor, avukat ol."
"Blgisayarda fazla vakit geçiriyorsun, bilgisayar mühendisi ol."
"Parayı iyi idare ediyorsun, iş adamı olursun."
Aileler çocuklarında gördüğü ufak bir ilgiyi bile kendi istedikleri popüler mesleklere yönlendirmek için kullanıyorlar. İşin daha kötüsü çocuklar da gerçekten öyle olduğunu sanıyor. Meslekler hakkında hiçbir bilgisi olmadan düştüğü üniversitedeki bölümde ise büyük bir ızdırap çekmeye başlıyor.
Üstelik yanlış tercih yaptığını anladığı an o yoldan dönmeye çalışan o kadar az kişi oluyor ki...
Özetle filmde birçok öğrencinin kanayan yarası olan bu konu işlenmekte.
Herkes kendinden bir şeyler bulacaktır eminim.

Bollywood'un çok sevilen oyuncusu, yapımcısı ve yönetmeni Aamir Khan yine mutlaka izlenmesi gereken bir yapıma el atmış.
Hiç düşünmeden izleyin derim.
Film içerisinde çok anlamlı, çok komik, çok hüzünlü replikler bol miktarda vardı ama şüphesiz ki en güzeli, "All izz well" di.

Tabii Hint filmlerin olmazsa olması müzikler ve dansları yine çok hoştu.
İşte bu filmin unutulmazı da bu.

11 Ağustos 2013 Pazar

Gummy - Day And Night [Master's Sun OST] Türkçe Altyazılı


Büyük merakla beklenen The Master's Sun'ın nihayet ilk iki bölümü yayınlandı.
Beklendiği üzere ilk 2 bölümde büyük ilgi gördü ve oldukça yüksek reyting aldı.
Yayınlanan bölümlere izleyicilerin tverdiği olumlu tepkilerden gelecek bölümlerde de bu başarının devam edeceğinin aşikar olduğunu görüyoruz.

Bu sırada dizinin ilk OST'si de yayınladı. Daha ilk dinleyişte insanın ilgisi çeken, beğeni toplayan bir şarkı.
Ben de bu güzel şarkıyı dinlerken daha iyi anlayabilelim diye Türkçe çevirisini yaptım.
Umarım siz de beğenirsiniz.
Keyifli dinlemeler. :)


5 Ağustos 2013 Pazartesi

Shark, Don't Look Back : The Legend of Orpheus // 2013


Bugün bir dizinin daha finalini yapmış oldum. Hazır finali de yapmışken bir iki kelam edip diziyle ilgili yorum da yapayım dedim.
Gu Family Book haricinda 2,5 aydır güncel olarak takip ettiğim tek dizi Shark'tı. Hatta iki diziden de yeni bölüm gelmişse ben önce Shark'ı izliyordum. Çünkü daha fazla merak unsuru vardı. İlerleyen olayları tahmin edemiyordum ve dizinin başından beri gizlenen o büyük sırrı fazlasıyla merak ediyordum.

Benim için güzel bir roman okumak gibiydi bu diziyi izlemek. Hatta ben bu tarz dizilere dünya klasiklerinden bir tanesini okumak gibi diyorum. Nasıl ki dünya klasiklerinde bir yerin, mekanın ya da duygunun betimi sayfalarca sürüyorsa bu dizide de olaylardaki duyguların yansıtılması için görsellik ön plana çıkarılmıştı.
Dizide repliklerden çok oyunculuk konuşturulmak istenmiş. Tabii eldeki oyuncular da Kim Nam Gil gibi gözleriyle her şeyi anlatabilen bir yetenek ve Son Ye Jin gibi bir güzellik olunca bunu başarmakta çok da zorlanmamışlar. Mekanlar da aynı derece güzel seçilmiş. Bu kompozisyonu tamamlayan son unsur ise dizinin harika müzikleri... Birçok sahnede kendimi büyülenmiş gibi hissettim. İntikam duygusu, kötülük yapma arzusu ve öfkenin olduğu sahnelerde karanlık bir ortam sunulurken; aşkın, sevginin ve dostluğun ön planda olduğu sahnelerde parlak ve iç açıcı bir ortam sunuluyordu bize. Öyle olunca da sahneye kendimizi kaptırıp o duyguyu o an yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz.

Tabii tüm bu duyguları hissetmek için bu türü seviyor olmanız lazım. Yer yer iyice azalan replikler, dizinin ağır ilerleyişi sizi sıkabilir aradığınız daha eğlenceli bir şeylerse. Zira dizi ağır ve ciddi bir havada ilerliyor taa ilk bölümden son bölüme kadar.
İlk bölümlerde kim neydi, ne neydi... tarzında aklınızda birçok soru işareti oluşuyor ve bu da size kendinizi olaylardan kopuk hissettiriyor olabilir ama her yeni bölümde düğümler teker teker çözülüyor, o kapalı kapılar aralanmaya başlıyor ve dizi sizi iyice içine çekmeye başlıyor.

Dizinin en güzel yanı ise intikam nedeninin ve çözülmeye çalışılan sırrın sizi tatmin edecek ve hayrete düşürecek olması.
En kötü yanına gelirsek de sonunun yine tahminimden daha başarısız şekilde bitmiş olması.
Dizinin finalinin iyi ya da kötü olmasından bahsetmiyorum. Olayın oluş şeklinden bahsediyorum.
O kısımların daha güzel anlatabileceğini düşünüyorum en azından.
Bir de son bölümde beklediğim ama cevabını alamadığım bir şey maalesef eksik kaldı.

Dizi boyunca Kim Nam Gil'in bakışlarında kaybettik kendimizi. Repliklerinden çok gözleri ve benden dili anlattı her şeyi. Acısını, nefretini, öfkesini, özlemini, sevgisini...


Dizi hakkında genel bilgilere ve oyuncu kadrosuna da bir bakalım.

ADI: 상어 / Shark 
TÜR: Gerilim, Melodram, Romantik 
BÖLÜM SAYISI: 20 
YAYINLANACAĞI KANAL: KBS2 
YAYIN DÖNEMİ: 27 Mayıs 2013 - 30 Temmuz 2013 
YAYIN GÜNÜ: Pazartesi & Salı 21:55 

Konusu :
Babasının bir vur-kaç kazası nedeniyle ölümüne tanık olan Han Yi Soo / Yoshimura Junichiro (Kim Nam Gil), babasının ölümüne sebep olanlardan intikam almak maksadıyla Japonya'dan Kore'ye döner. 
Çocukluk arkadaşı olan, olayın arkasındaki asıl kişinin kızı Jo Hae Woo'a (Son Ye Jin) gerçekleri  öğrenme amacıyla kasten yaklaşır. 

Kim Nam Gil - Han Yi Soo 

Son Ye Jin - Jo Hae Woo 

Ha Suk Jin - Oh Joon Young

Dizideki kötü adamımız Başkan Jo Sang Gook'u ise hiç lafa katmasam iyi olur. Adam katıksız kötü, soğukkanlı ve zekiydi. Aslında böyle kötüleri sevsem de ondan pek bahsedesim yok. Zaten son bölümde de boş durmadı. Kendi müstahakını bulsa da onu o hale sokanı da rahat bırakmadı.


Söylenecek daha çok şeyler mutlaka bulunur ama özellikle değinmek istediğim şey Yi Soo ve Hae Woo'nun gençliğini oynayan oyuncular ve tabii ki onların olduğu ilk bölümler.
Gerçekten başarılı ve güzel bir seyir sundular bizlere. Onları izlerken sevdim zaten diziyi.
Kütüphanedeki sahneleri...


Müzik dinleme sahneleri...

Nehir kenarındaki sahneleri...

Yağmura yakalandıkları sahne...


Ve Yi Soo'nun babasının küllerini savurdukları sahne...

Kısacası bu ikisinin bütün sahneler güzeldi. Her birini beğenerek izledim.
Son olarak dizideki favori sahnemin gifini de ekleyeyim.

Dizinin fragmanını ve çok sevdiğim iki şarkısının da videosunu ekliyorum.


Bir süre intikam ve dram dizisi izlemek istemesem de böyle güzel bir yapımla karşılaşırsam mutlaka izlemek isterim. Çünkü bölümü izlemeye başladığınızda mutlaka devamı geliyor.
İzlemeyi düşünenlere diziye bir şans vermelerini tavsiye ederim. :)