7 Haziran 2017 Çarşamba

Ortaya Karışık... - Part 1 -

Bir süredir yoğun hayat koşuşturmasından bir şeyler izleme, yorumlama ya da çevirme fırsatını bulmak oldukça zorlaşmıştı. Hazır biraz vakit bulmuşken ve yeni çeviri planları yaparken şöyle son zamanlarda izleyip beğendiğim yapımlarla ilgili kısa kısa değerlendirmeler yapıp yavaştan havaya gireyim dedim.

Chief Kim
Öncelikle söylemeliyim ki Can You Hear My Heart dizisini izlediğimden beri büyük bir Nam Goong Min severim. Sanırım o diziden beridir de neredeyse tüm yapımlarını izledim. Hem kötü, hem iyi hem de komik karakterleri olağanüstü güzel bir şekilde oynayabilen nadir oyunculardan biri. Ayrıca çok güzel ağlıyor be! Chief Kim dizisinde de oldukça eğlenceli bir karaktere hayat vermiş.
Salaryman Cho Han Ji izlemiş ve sevmişseniz Chief Kim de aynı onun tarzında bir dizi. Açıkçası senelerdir böyle bir dizi bekliyordum ve sonunda geldi. Mizahla ciddi olayları karıştırıp izleyiciyi hem güldürüp hem düşündüren bu tarza bayılıyorum. Saçmalıkla kara mizahı ayırmayı başarıp izleyici çeken bu tarz diziler az geliyor maalesef. Gerek Kore'de gerekse ülkemizde oldukça beğeni ve izlenme oranı yakalayan diziyi keyifli ve dolu dolu anlar geçirmek isteyenlere şiddetle tavsiye ederim.

Queen of the Ring
Bu mini mini, bir o kadar tatlı çerezlik diziyle de kafamın yoğun olduğu zamanlarda şöyle hayal dünyasına çıkabileceğim güzel anlar yaşadım. Hem güldüm hem hüzünlendim. Kim Seul Gi çok sevdiğim şirin bir oyuncu. Bu tarz sempatik karaktere de aşırı yakışıyor. Dizi fantastik bir konu üzerine ilerlese de esas anlatılmaya çalışılan dış güzellikten ziyade iç güzelliğin önemli olduğu. Fakat inkar etmemek lazım ki ilk etkileşimde dış güzellik herkes için kriter oluyor...
Her neyse sonuç olarak kendisinin çirkin olduğunu düşünen tüm hemcinslerime ufak bir umut ışığı sunan, ister güzel olalım ister çirkin biz sevmek ve sevilmek istiyoruz mesajını veren hoş bir dizi. Açın bir gecede izleyip bitirip biraz bulutların üstünde dolaşın. Arada böylesi de lazım. 😁

Defendant
İzleyenlerin övdüğü ve Kore'de de yüksek reytingler alan bir dizi olmasının yanında Ji Sung ve Um Ki Joon ikilisinin oynadığı bir intikam dizisini es geçmem mümkün olamazdı. Zaten intikam-dram dedin mi hemen dibinde biterim. 😅
İki erkek oyuncu da rolünü hakkıyla oynamış. Hele de Um Ki Joon yine kendine hayran bırakacak bir ustalıkla canlandırdığı kötü karakteriyle kendisini boğma isteğimi dizi boyunca canlı tuttu ya tebrik ediyorum!
Diziye gelince ilk yarısına kadar her şey oldukça iyi gidiyordu. Konu klasik ama bir şekilde de merak uyandırıcı bir biçimde işleniyordu. Fakat sonrasında, muhtemelen dizinin reytingler yüzünden iki bölüm uzatılmasının da etkisiyle o etki bozulmaya başladı. Bir konu çok kendini tekrar etmeye başladığında ya da yok artık bu kadarına da pes dedirtmeye başladığında bendeki bütün büyüsü gidiyor. Ha oyuncular ve türü sevmem sayesinde yine sıkılmadan izledim ama bittiğinde unutulmazlarımın arasında olamayacağı gün gibi ortadaydı. Muhtemelen oyuncular bu kadar iyi olmasaydı böyle ilgi görmeyecekti. Fakat benim gibi türü sevenler izlesin derim. Bizim için her türlü gideri var.

Voice
OCN kanalının orijinal diziler çıkardığı malumumuz. Hele ki büyük beğeniyle izlediğim TEN'den sonra sıkı takipçisi olmuştum ama sonraki yapımlarında istediğimi çok da bulamamıştım. Sonra dediler ki Jang Hyuk'la geliyor. Konu, tür, Jang Hyuk, OCN... derken merakla beklerken buldum kendimi. Dizinin yayınlanmasının bitmesini bekleyemeden de izlemeye başladım. İlk bölümlerde tam da istediğim gibi bir TEN havası sezip mest oldum. Dizinin ilk yarısı gerçekten çok hoşuma gitti.
Sonrasında ise çıta biraz düştü. Ayrıca kadın oyuncunun ruh gibi sürekli aynı ifadeyle oynaması da sinirimi bozdu.
Bu tarz konuların 10-12 bölümden fazla sürmesi konuyu tekrara düşürdüğü için olsa gerek son bölümler yine bir kopukluk yaşadım. OCN 12-13 bölüm civarında tutuyordu önceden dizilerini ama artık o da bölüm sayısını arttırdı. Sonuçta polisiye, gizem üzerine ilerleyen bir dizi bu ve bölüm sayısı fazlalaştıkça o gizem korunsun diye olaylar yok artık dedirtecek şekilde ilerlemeye başlıyor. Bu nedenle de başlardaki büyü kayboluyor.
Fakat uzun zaman sonra izlediğim en güzel polisiye-gizem tarzı dizisiydi. O nedenle kaçırmayın izleyin derim. Kanalın en yüksek reytingli dizilerinden olduğunu da not düşelim.
Son olarak Jang Hyuk... sen nasıl bir şeysin ya?! 💗💗

My Wife's Having an Affair this Week
Aslında hiç ilgimi çekmeyen bir diziydi ama son zamanlarda artan Lee Sang Yeob sevgim yüzünden baş rolleri de seviyorum diye diziyi izlerken buldum kendimi. Konu olarak benden çok alakasız bir dizi. Fakat nasıl olduysa acayip bir biçimde içine çekti beni. Bölüm sayısını tadında tutmaları, özellikle erkek oyuncuların çok başarılı olması ve konunun işleniş biçimi diziyi ilgiyle izlettirdi bana. Öyle ki uzun zaman sonra sahnelerini atlama isteği hissetmediğim naadir dizilerden oldu.
Dizi sayesinde; davulun sesi uzaktan hoş gelir, bekara karı boşamak kolaydır, milletin derdi bizi gerdi, elin ağzı torba değil ki büzesin ve türevi tüm deyim ve sözlerin tam karşılığına şahit olmuş oluyoruz.
Öte yandan iş, aile ve şehir hayatının yorduğu, yuttuğu ve kendimizi unutturduğu bizi, bize hatırlatan bu nedenle de insanın içine işleyen bir yapım ortaya çıkmış.
Dizinin sonu tartışılır. Hepimize göre etik, cezalandırma, affetme gibi kavramlar farklıdır ve olayları nasıl yorumlarsınız bilmem ama izlerken bir yerlerde kendinizden de bir şeyler bulacağınıza eminim.
Ayrıca diziye başlama sebebim Lee Sang Yeob çok sevimli bir karakteri canlandırıyordu, çok eğlendim kendisini izlerken.
Chicago Typewriter
Yıla damgasını vuran yapım olabilecekken konunun çok yavan işlenişiyle bu fırsatı kaçıran dizimiz... İzleyenlerin büyük kısmının hayran olduğu Kill Me Heal Me dizisinin senaristinin yeni dizisini duyunca hazır olda beklemeye başlamıştık. Fakat... çok sevgili Senaristciğimiz, böyle iyi oyuncular bulmuşsun, orijinal bir konu da var elinde niye bu güzelim konuyu işlerken bizi bu kadar uyuttun sen ya! Ben ki ağır dizileri severim, dünya klasiği okumak gibidir der mest olurum da bu bana bile ağır geldi. Üç ana karakter tamam, gayet iyi. Fakat yan karakterler sönük, etkisiz, vasıfsız. Her gelen sahnelerini sarıp bir an önce geçesim geliyor. Dizinin geçmişte geçen sahneleri gelse de biraz hareketlense diye dört gözle bekledim her bölüm. Koskoca bölüm içerisinde her şey olağan, ağır, yavanın da yavanı giderken son 5 dakika bir aksiyonla merakımız tam canlandı derken bölüm bitiyor.
Bu duyguyu bir de Tomorrow With You dizisini izlerken yaşamıştım.

KMHM gibi hareketli bir diziden sonra bu kadar yavaş ilerleyen bir diziyle karşılaşınca şaşırmış da olabilirim ben gerçi. Bana göre gizem kısmı da yetersiz kalmış ayrıca. Daha ilk 2-3 bölümde her şey anlaşılıyor. Bu nedenle de ne olursa olsun şaşırmıyor insan.
Yoo Ah In'in günümüzdeki halindeki saç modeli ve giyim tarzı ise ilk kez bir erkek oyuncunun dış görünüşü konusunda beni isyan ettirdi sanırım. Geçmişteki hali de olmasa...
Neyse yine de izlenebilir yapımlar arasında. En azından kitap sevginiz artar. Henüz son 3 bölümü izlemedim ama bittiğinde de şu ankinden çok farklı bir düşüncede olacağımı sanmadığım için bu diziyi de yazıma ekleyiverdim.


İlk fırsatta bir de ortaya karışık film değerlendirmeleri yapma niyetindeyim. Bakalım bakalım...😎