20 Kasım 2012 Salı

Nice Guy / The Innocent Man ~ Final ~

Geldik bir dizinin daha sonuna. Çevirisini yapsam da 20 bölüm ne zaman başladı ne zaman bitti bilemedim.
Genel hatlarıyla konu olarak, oyuncuların karakterleri olarak, olayların akışı olarak saç baş yolduran bir dizi olsa da yer yer insanın içini burkup yer yer de tebessüm ettiren cinstendi.

Baş erkek karakterimizin iki arada bir derede kalmış hali, bize göre tutarsız davranışları, bazen de saflıkları sık sık ekranın içine girip kendisine birkaç tokat yapıştırma isteği uyandırmadı değil hani.

Esas kızımızın önce dişli halini görmenin ardından hafızasını kaybetmiş, temel becerilerini yitirmiş, hatta konuşması bile yavaşlamış saf kızı görünce ve senarist de bu evreyi biraz uzun tutunca sıkılmaya bile başladık.

Kötü kadın ve adama gelince artık entrikalarından gına gelmişti. Yüzlerini görmeye tahammülümüz yoktu.
Senaristin sürekli gözümüze soktuğu Ma Roo'nun hastalığı ise dizinin sonuna dair umutlarımızın kırılmasına neden oluyordu.

Gelelim final bölümüne. Önce Ma Roo'nun hastalığından dolayı bayılmasıyla gitti gidiyor dedik. Ardından Avukat Ahn tarafından bıçaklanıp kendinden geçtiği sahnede işte öldü dedik. Üzüldük, içimiz parçalandı.

Sonra bir baktık ki herkes mutlu mesut yaşıyor.
Çoko Jae Gil'le evlenir çocukları olur. Jae Hee ve Avukat Ahn hapiste cezaalarını çeker.
Han Jae Shik Sekreter Hyun'la işi pişirme aşamasındadır.


Eee ne oldu bizim Ma Roo derken o da karşımıza çıkıveriyor. Hem de Amerika'da okumuş, küçük bir köyde doktorluk yapar halde. Oldukça mutlu görünür ama tek sorun hafızasını kaybetmiş olmasıdır.
Zaten bu dizi yüzünden hafıza kaybı ibaresini uzun süre duymak istemiyorum. Senaristin ne alıp veremediği varsa bu konuyla ilgili artık...


Bunu yapma nedeni Ma Roo'nun her şeyi silip yeniden istediği gibi Eun Gi'yi severek onunla mutlu olacağını göstermekti sanırım ama illa buna gerek yoktu sanki. Bunlar zaten 30'lu yaşlardaydı, dizi bittiğinde de 7 yıl geçmişti. 40'a merdiven dayadıklarında yeniden aşkı bulmanın pek de bir manası olmadı benim için.

Senarist elimize yine de üzülmeyelim diye mutlu bir final verdi. Yüzüklerle de bakın evlenme var işin ucunda izlenimi uyandırdı.


Bazı kişilerin finalin mutlu bitmediğini, Ma Roo'nun aslında öldüğünü o kısmın hayal olduğunu söylediğini gördüm. Ben buna katılmıyorum. Hayal olsaydı bunu gayet iyi anlardık. Tree With Deep Roots'da vardı öyle bir hayal sahnesi ve biz gerçek olmadığını gayet de biliyorduk.
Nice Guy'da hayal olmadığı çok belliydi. Yani hayal kısmında Ma Roo'nun ameliyatından, Hocasının yardımıyla Amerika'da okumasından, hafızasını kaybetmesinden falan bahsedilmesi biraz fazla saçma değil mi?
Tabii ki onlar gerçekti. Hafıza kaybı olayıyla Ma Roo'nun yeni bir hayata başladığını, dualarının kabul olduğunu göstermek istedi bence senarist.

Dizinin ilk bölümlerinden beri mutlu sonla biteceğini düşünüyordum ben. Ara ara senarist gıcıklık olsun diye Ma Roo'yu öldürür mü diye düşündüm ama o da herkes kötü son bekliyor, iyi son yapayım da şaşırsınlar dedi herhalde. Neyse yanılmadığımı görmek yine sevindirdi beni.

Diziyle ilgili  hoş ayrıntılardan bir tanesi. Malum her bölümde gördüğümüz bir giriş sahnesi vardı.
İlk 19 bölüm boyunca üzerinde "Innocent" yazan ve geri giden saati tutan, ardından gözünden yaş gelen Ma Roo'yu gördük.
19 bölüm boyunca bu görüntü değişmedi. Yani Ma Roo eskiye takılıp kalmış ve acı çeken biriydi. Tahminimce bu anlatılmak istendi bize.
Fakat 20. bölüme gelince artık saatin geri gittiğini değil de ilerlediğini ve Ma Roo'nun güldüğünü gördük.
Yani Ma Roo geçmişin yaralarını kapatıp artık yeni bir geleceğe başladı ve mutlu demek istedi bize senarist.
Dizinin sonunu anlayamayanlara sadece bu bile durumu açıklar diye düşünüyorum.

Genelleme yapacak olursam beklentimin altında kalan bir diziydi. Yer yer beni boğduğunu hissettim.
Aynı daire etrafında döndük durduk dizi boyunca. Finalde kötüler cezasını çekti, iyiler mutlu oldu gibi bir izlenim verilmiş olsa da aslında eline bir şey geçen kimse yoktu. Herkes yorulmuş, yaşananlardan yıpranmış, artık elimde ne varsa onunla idare ederim modundaydı.
Yapılan bir hatanın yapan kişiyi yaktığı yetmiyormuş gibi çevresindeki insanlara da ne kadar zarar verdiğini, insan bir kere batmışsa bir daha çıkmasının ne kadar zor olduğunu gösterdi dizi bize. Tabii intikamın, intikam alacak kişiye alınacak kişi ya da kişilerden daha çok zarar verdiğini de gördük.

İlk 5 hatta ilk 10 listeme giremese de gerek oyuncularıyla gerek müzikleriyle gerek ufak detaylarıyla gönlüme yer etmiş bir dizi olacak Nice Guy. Malum 10 hafta birlikte yatıp kalktık. :)

5 yorum:

  1. Aaaaa o saate hiç dikkat etmemiştim halbuki gözümüze gözümüze sokuyorlardı :S güzel bir ayrıntı yakalımışsın emiş sultan.
    final bölümünü bende fazla beğenmedim açıkçası :( klasik kore işte gerçi bünye alıştı artık fazla bir beklentim de yok finallerden .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben dizinin bütününden istediğim elektiriği alamadığım için finali çok da takmadım açıkçası. :) Yine de birçok finale göre yerden yere vurulacak tipte değil. Yani Kore finallerine göre idare eder boyutta. :)

      Saati görür görmez anladım ben, çeviri yapmanın farkı sanırım. Her ayrıntıyı yakalıyor insan.

      Sil
    2. Dizinin ortalarına kadar senaristi yine övüyodum ama finalden sonra senaryonun ne kadar boşa harcadığınızı farkettim bi kere bir dizide hafıza kaybı çok extreme bi olayken senarist iki başrolün de hafızasını kaybettirmesi?! kadın resmen sonunu bağlayamadigi için maru nun da hafızasını sildi...

      Sil
    3. Oğlanın hafıza kaybına yazıda da dediğim gibi her şeye yeni bir başlangıç yapıyor düşüncesiyle yer verdiklerini düşünsem de ben de dizide ikinci kez işlenmiş olmasına pek memnun olmamıştım.

      Sil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil