24 Kasım 2012 Cumartesi

Kore'den Gelen Paket...

Bu kez ne bir filmden, ne bir diziden, ne de bir şarkıdan bahsedeceğim.
Konumuz çok sevdiğim Koreli arkadaşım Minkyoung'un ülkesine döndüğünde beni düşünüp taaa Korelerden bana gönderdiği bir koli.
Peki ne var bu kolide?
Ben de içini açana kadar çok merak ediyordum. Kutuyu açınca içinden çıkan şey Kore atıştırmalıklarıydı.
Bisküvi, cips, kurabiye, çikolata gibi çeşit çeşit onlarca şey vardı içinde.
Aslında önemli olan içinde olan şeyden ziyade unutulmayan arkadaşlık. Kore'den buraya göndermek için verilecek kargo ücreti bile tek başına yeter bir öğrenciye. Buna rağmen hem ailem için hem de benim için bir sürü şey göndermiş. İçi doluydu kutunun.

Yaşadığım mutluluk görülmeye değerdi tabii.
Evde çok kişi olduğundan kutu şimdiden yarıya indi.
Babam bile çok sevindi. Sen ne göndereceksin demeye başladı. :)
Ona buradan da kocaman sevgilerimi gönderiyorum.

22 Kasım 2012 Perşembe

Son Ho Young - I Only Wanted You [Nice Guy OST] Türkçe Altyazılı


Nice Guy'ın finali yaptık ama güzel müziklerini hala dinlemeyi bırakamadım ben.
Diğer müziklerini Türkçe altyazılı olarak da dinledik. Son bölümlerde yayınlanan Son Ho Young'un I Only Wanted You şarkısı da çok hoşuma gitti ve diziden ayrılırken onun da çevirisini yaptım.
Kusurlarımı mazur görün. :)
Keyifli dinlemeler.

20 Kasım 2012 Salı

Nice Guy / The Innocent Man ~ Final ~

Geldik bir dizinin daha sonuna. Çevirisini yapsam da 20 bölüm ne zaman başladı ne zaman bitti bilemedim.
Genel hatlarıyla konu olarak, oyuncuların karakterleri olarak, olayların akışı olarak saç baş yolduran bir dizi olsa da yer yer insanın içini burkup yer yer de tebessüm ettiren cinstendi.

Baş erkek karakterimizin iki arada bir derede kalmış hali, bize göre tutarsız davranışları, bazen de saflıkları sık sık ekranın içine girip kendisine birkaç tokat yapıştırma isteği uyandırmadı değil hani.

Esas kızımızın önce dişli halini görmenin ardından hafızasını kaybetmiş, temel becerilerini yitirmiş, hatta konuşması bile yavaşlamış saf kızı görünce ve senarist de bu evreyi biraz uzun tutunca sıkılmaya bile başladık.

Kötü kadın ve adama gelince artık entrikalarından gına gelmişti. Yüzlerini görmeye tahammülümüz yoktu.
Senaristin sürekli gözümüze soktuğu Ma Roo'nun hastalığı ise dizinin sonuna dair umutlarımızın kırılmasına neden oluyordu.

Gelelim final bölümüne. Önce Ma Roo'nun hastalığından dolayı bayılmasıyla gitti gidiyor dedik. Ardından Avukat Ahn tarafından bıçaklanıp kendinden geçtiği sahnede işte öldü dedik. Üzüldük, içimiz parçalandı.

Sonra bir baktık ki herkes mutlu mesut yaşıyor.
Çoko Jae Gil'le evlenir çocukları olur. Jae Hee ve Avukat Ahn hapiste cezaalarını çeker.
Han Jae Shik Sekreter Hyun'la işi pişirme aşamasındadır.


Eee ne oldu bizim Ma Roo derken o da karşımıza çıkıveriyor. Hem de Amerika'da okumuş, küçük bir köyde doktorluk yapar halde. Oldukça mutlu görünür ama tek sorun hafızasını kaybetmiş olmasıdır.
Zaten bu dizi yüzünden hafıza kaybı ibaresini uzun süre duymak istemiyorum. Senaristin ne alıp veremediği varsa bu konuyla ilgili artık...


Bunu yapma nedeni Ma Roo'nun her şeyi silip yeniden istediği gibi Eun Gi'yi severek onunla mutlu olacağını göstermekti sanırım ama illa buna gerek yoktu sanki. Bunlar zaten 30'lu yaşlardaydı, dizi bittiğinde de 7 yıl geçmişti. 40'a merdiven dayadıklarında yeniden aşkı bulmanın pek de bir manası olmadı benim için.

Senarist elimize yine de üzülmeyelim diye mutlu bir final verdi. Yüzüklerle de bakın evlenme var işin ucunda izlenimi uyandırdı.


Bazı kişilerin finalin mutlu bitmediğini, Ma Roo'nun aslında öldüğünü o kısmın hayal olduğunu söylediğini gördüm. Ben buna katılmıyorum. Hayal olsaydı bunu gayet iyi anlardık. Tree With Deep Roots'da vardı öyle bir hayal sahnesi ve biz gerçek olmadığını gayet de biliyorduk.
Nice Guy'da hayal olmadığı çok belliydi. Yani hayal kısmında Ma Roo'nun ameliyatından, Hocasının yardımıyla Amerika'da okumasından, hafızasını kaybetmesinden falan bahsedilmesi biraz fazla saçma değil mi?
Tabii ki onlar gerçekti. Hafıza kaybı olayıyla Ma Roo'nun yeni bir hayata başladığını, dualarının kabul olduğunu göstermek istedi bence senarist.

Dizinin ilk bölümlerinden beri mutlu sonla biteceğini düşünüyordum ben. Ara ara senarist gıcıklık olsun diye Ma Roo'yu öldürür mü diye düşündüm ama o da herkes kötü son bekliyor, iyi son yapayım da şaşırsınlar dedi herhalde. Neyse yanılmadığımı görmek yine sevindirdi beni.

Diziyle ilgili  hoş ayrıntılardan bir tanesi. Malum her bölümde gördüğümüz bir giriş sahnesi vardı.
İlk 19 bölüm boyunca üzerinde "Innocent" yazan ve geri giden saati tutan, ardından gözünden yaş gelen Ma Roo'yu gördük.
19 bölüm boyunca bu görüntü değişmedi. Yani Ma Roo eskiye takılıp kalmış ve acı çeken biriydi. Tahminimce bu anlatılmak istendi bize.
Fakat 20. bölüme gelince artık saatin geri gittiğini değil de ilerlediğini ve Ma Roo'nun güldüğünü gördük.
Yani Ma Roo geçmişin yaralarını kapatıp artık yeni bir geleceğe başladı ve mutlu demek istedi bize senarist.
Dizinin sonunu anlayamayanlara sadece bu bile durumu açıklar diye düşünüyorum.

Genelleme yapacak olursam beklentimin altında kalan bir diziydi. Yer yer beni boğduğunu hissettim.
Aynı daire etrafında döndük durduk dizi boyunca. Finalde kötüler cezasını çekti, iyiler mutlu oldu gibi bir izlenim verilmiş olsa da aslında eline bir şey geçen kimse yoktu. Herkes yorulmuş, yaşananlardan yıpranmış, artık elimde ne varsa onunla idare ederim modundaydı.
Yapılan bir hatanın yapan kişiyi yaktığı yetmiyormuş gibi çevresindeki insanlara da ne kadar zarar verdiğini, insan bir kere batmışsa bir daha çıkmasının ne kadar zor olduğunu gösterdi dizi bize. Tabii intikamın, intikam alacak kişiye alınacak kişi ya da kişilerden daha çok zarar verdiğini de gördük.

İlk 5 hatta ilk 10 listeme giremese de gerek oyuncularıyla gerek müzikleriyle gerek ufak detaylarıyla gönlüme yer etmiş bir dizi olacak Nice Guy. Malum 10 hafta birlikte yatıp kalktık. :)

5 Kasım 2012 Pazartesi

John Park - Childlike [A Werewolf Boy MV] Türkçe Altyazılı

Geçenlerde Song Joong Ki'nin yeni filmi A Werewolf Boy'dan bahsetmiştim.

Bugün de filmle ilgili araştırma yaparken filme ait bir MV buldum.
Şarkıyı John Park seslendiriyor. Şahsen çok hoşuma gitti, filmle de oldukça bağlantılı sanırım.
Ben de duramadım, daha iyi anlayalım diye Türkçe'ye çevirdim.
Keyifli seyirler.


4 Kasım 2012 Pazar

Faith // The Great Doctor 2012 ~ Final ~

Uzunca bir süre adından söz ettiren Lee Min Ho'nun oynadığı tarihi dizi Faith bir hafta önce final yapmıştı.
Son iki bölümü izleme fırsatını ancak bugün buldum.
Birkaç gün önce final hakkında bir iki yorum okumuştum. Aceleye geldi, hiçbir şey anlamadım, final olmamış türünde yorumlar okumuş, korkuya kapılmıştım.

Şimdi ise finali izlemiş biri olarak çok beğendiğimi söyleyebilirim. The Legend gibi çorbaya dönen bir diziyi bile en mantıklı sona bağlayan senaristin beni yanıltmayacağını beklemekte haksız değilmişim.
Olayı tahminimden de güzel bağlayıp bitirdi diziyi. Benim adıma her şey cevaplandı. Daha da güzel yanı mutlu sondu işte. Millet daha nasıl bir son bekliyordu bilmiyorum. Ne olacaktı ki tatmin olacaklardı acaba?
Ya da bu sondan nasıl bir şey anlamazlar? Anlamadılarsa bunun tek nedeni diziyi adam gibi izlememeleri olur.
Kral Yuan'ı yenerek sınırlarını genişletti, kötü Gi Cheol ve tayfası öldü. Hekim Başı ve Choi Young kavuştu.
Tüm bunlar olurken de Hekim Başının kendine 100 yıl öncesinden bıraktığı mesajlarının sırrını anladık...
Özetle çok beğendim.

Genel olarak beklediğim kadar hareketli bir dizi olmasa da 2. bölümden itibaren hep merak duygumu uyandırdı. Bir sonraki haftayı zor bekledim. Aşkı çok güzel hissettirdiler. Yer yer güldüm, yer yer tebessüm ettim, yer yer de kalbim burkuldu...

İnsanda hoş bir tat bırakan, mükemmel dedirtmese de mutlaka izlenmeli dedirten başarılı bir yapımdı.
Belki ilk 5 listeme giremez ama gerek dizi olarak gerek Yeppudaa Çeviri Çetesi projesi olarak bıraktığı hoş, güzel, sıcak duygularla bambaşka bir hatırası kalacak bende. 
Ortak çeviri sırasında dizi kadar çete üyelerinin dostluğu, paylaşımcılığıyla beraber dizinin asla kötü olmaması da bu güzellikleri pekiştirdi.

Lee Min Ho'nun ilk bölümlerdeki oyunculuğuyla son bölümlerdeki oyunculuğu arasında dağlar kadar fark vardı. Kendini rolüne kaptırdı, rolünün hakkını iyi verdi. Hatta bir noktadan sonra gözüme fazla yakışıklı bile göründü. 
Bayan oyuncumuz Kim Hee Seon'a gelince dizi başlamadan önce kendisine çok ön yargıyla yaklaşsam da ilk bölümden son bölüme kadar harika bir oyunculuk çıkarttı. Diziyi benim için kat be kat keyifli kıldı. Şimdi düşünüyorum da onun yerine kimse bu rolü kaldıramazdı herhalde.
Kral, Kraliçe, Nedime Choi ve Muhafız Birliğindeki askerlerin her biriyle kendini çok sevdiren bir diziydi.

Tabii eksikler yok değildi. Sağlık sorunları nedeniyle diziden ayrılan Lee Philip'in ani ölümü, kötülerin biraz etkisiz ve beceriksiz kalışı, Kral'ın amcasının olayının biraz fazla uzayışı baş olumsuzluklandandı.

Her şeye rağmen gönül rahatlığıyla izlenebilir, tavsiye edilebilir, iyi ki çevirmişiz diyebileceğim bir diziydi.
Son sahnenin güzelliği, bakışlar... her şeyi çok güzelleştirdi. Sımsıcacık bir duygu kapladı içimi.

Bu sahneye gelene kadar ben de kavuşamayacaklarını düşünmüş, çok korkmuştum. Son sahnede birbirlerine bakışları, hissettiklerini ben de hissettim sanki. Hani o ayrılık acısını yaşayıp, sonra yeniden kavuşmanın verdiği anlatılamaz duygu... Mutlu son olsa da onlar gibi benim de yüreğim cız etti, gözlerim dolu dolu oldu ve dudaklarımda bir tebessüm belirdi...

 Not: Tüm emekleri, güzel çevirileri için Yeppudaa Çeviri Çetesi üyeleri Anobist, Quadro, mirage, zeyra88, shepidi ve Yukinohana'ya buradan da teşekkürlerimi iletiyorum.



3 Kasım 2012 Cumartesi

A Werewolf Boy 2012


Önce Sungkyunkwan Scandal dizisinin Yeo Rim'i olarak görüp beğendiğim, ardından Tree With Deep Roots dizisindeki Kralın gençliğini oynayarak başka bir rolle karşıma çıkıp beni oyunculuğuna hayran bırakan Song Joong Ki şu sıralar bilindiği üzere Nice Guy dizisiyle Kore'de de dünyada da büyük ilgi çekmekte.

Bu sırada yeni bir film çektiğini öğrendim. 30 Ekim'de vizyona giren film birkaç gün içinde en çok izlenenler listesinde tepeye yerleşti.

Filmde kurt adam olan Song Joong Ki ile Park Bo Young arasındaki sıra dışı aşkı izleyeceğiz.

Filmin konusunu okuyunca az çok ne tür bir film olacağını tahmin ediyor olsam da, merak katsayım da yüksek. Song Joong Ki'nin oynayacağı rolün ilginçliğinin yanı sıra fragmanda bile görünen oyunculuğunun göz durduracağına hiç şüphem yok.

Yönetmen: Jo Sung Hee
Senarist: Jo Sung Hee
Gösterim Tarihi: 31.10.2012
Süresi: 125 dk.
Tür: Romantik\ Fantastik

Oyuncular
Park Bo-Young
Song Joong-Ki
Yoo Yeon-seok
Jang Young-nam
Kim Hyang-ki


Kısaca filmin konusu:
Bir anne büyük kızı (Park Bo Young) ve küçük kızı (Kim Hyang Gi)
ile bir köye taşınır. Büyük kızın akciğer hastalığı nedeniyle doktor
şehirden uzak bir yere taşınmalarını önermiştir çünkü.
Ölen babalarının iş ortağı olan Ji Tae'nin (Yoo Yeon Seok) sağladığı bir evde kalırlar.

Aile yeni çevrelerine alışmaya çalışırken büyük kız akıl almaz bir şey keşfeder.

Bir barakada kilitli bir odada yaşayan vahşi bir çocukla (Song Joong-Ki) karşılaşır.
Aile onun bir yetim olduğuna inanır. Vahşi çocuk ailenin büyük kızına ilgi duymaya başlar.
Bu arada Ji Tae de büyük kızla evlenmek için kendi planlarını yapmaktadır.
Vahşi çocuğun arkasındaki sır nedir?

Fragmandan birkaç gif var...



Film nete düşüp de İngilizce altyazısı çıktıktan sonra Türkçe altyazısına kavuşunca izleyeceğim.
İnşallah fazla beklemeyiz. Beklentim büyük, umarım hoş bir filmdir.

Fragman: