31 Ocak 2013 Perşembe

Mr. Brain 2009

Bay Beyin
Görmekle bakmak aynı şey değildir cümlesini en iyi anlatacak dizilerden bir tanesi de bu olsa gerek.
Aslında basit gibi görünen, ortaya çıkınca bu muydu dedirten birçok olayı, ilk bakışta atlanan ufak ayrıntılar yüzünden nasıl da göremediğimizi anlatıyor dizi. Sadece bir noktaya odaklanarak, geniş açıdan bakmayarak, beynimizi fazla çalışmaya zorlamadan kolaya kaçmamızın sonucunda, burnumuzun ucunda olan şeyleri bile göremiyoruz. Bu dizide ise Bay Beyin bize hiçbir olayı çözmenin zor olmadığını, sadece geniş bir bakış açısıyla, çok yönlü düşünmeyle, resmin bütününe değil de her ayrıntısına bakıp tek tek ele alarak tümevarım yöntemiyle düşünmemiz gerektiğini söylüyor.

Olaylar çözüldükten sonra çok basitmiş diye düşünüyor olsak da maalesef ülkemizdeki eğitim sisteminden dolayı bizim için ufak parçalardan yola çıkarak bütünü elde etmek zor. Bütünden yola çıkarak parçalara ulaşmaya çalışıyoruz biz, bize öğretildiği gibi. Bu nedenle de kolay kolay ilk etapta göremiyoruz birçok olayı.

Tabii dizinin ilk 2-3 bölümünden sonra mantığı çözüyor, katilin ya da suçlunun kim olduğunu az çok tahmin edebiliyorsunuz. Bu da dizinin oldukça başarılı olduğunu, az da olsa bize beynimizi kullandırıp merak duygumuzu körüklediğini gösteriyor. Ekran karşısında hazır yiyici misali basit ve sıradan bir senaryoyla beynimizi uyuşturmuyor, aksine kendimizi düşünmeye, mantık kurmaya, olayları tahmin etmeye zorluyoruz. Beynimizin çalıştığını hissediyoruz. Bu da Japon dizilerinin hoş bir tarafı tabii. Kore dizilerinde insanın kafasını çalıştıracak, izlerken önemli bilgiler sunacak pek diziye rastlanmıyor. Gelip geçici, çerezlik yapımlar oluyor.
Fakat Japonların izlediğim dizilerinde önemli bilgiler sunuyorlardı bize ve beynimizi çalıştırıyorlar az çok.
Bu ise en azından pc ya da tv karşısında geçirdiğimiz onca zamanın hepsini çöpe atmadığımız anlamına geliyor ki bu da hiç yoktan iyidir dedirtiyor insana.
Bir hocam filmleri izlerken sesi tamamen kısıp izlememizi önermişti. Beynimizi gerçekten çalıştırıyormuş bu olay. Her ne kadar en başta zevksiz ve amaçsız gibi görünse de ilerleyen dakikalarda, beyninizin sezgisel gücüyle olayları nasıl kavradığına, ne kadar büyük bir zevk aldığınıza inanamayacaksınız demişti bize. Bu diziyi izlerken de sesi tam kısmadım ama oldukça kısarak izledim birkaç bölümü. Zaten insana beynini az çok kullandıran bir yapımken bir de kısık sesli izleyince değişimi fark ettim.
Genelde bir şey izledikten sonra beynimin donduğunu düşünüp, sanki izlediğim o süre boyunca hipnotize olmuş gibi hissederdim.
Bu ve buna benzer dizilerle en azından izlediklerimiz de bize bir şeyler katsın diye düşünmeye başladım artık. Japon dizilerine daha fazla ağırlık vereceğim bundan sonra.
Liar Game, Dr. Jin, Keizoku 1: Spec şimdiye kadar izleyip de bu tür adına örnek verip tavsiye edebileceğim dizilerden.


Dizi içerisinde öyle ahım şahım şeyler, karmakarışık, ağzı açık bırakacak olaylar yok. Fakat merak duygusunu arttırma konusunda oldukça başarılı olmuşlar. İzlerken ekrandan gözümü ayırırsam mutlaka bir şeyleri kaçıracakmışım gibi hissettiğimden oldukça dikkatli ve tek saniyesini atlamadan izledim.
Ucu açık bırakılmış olsa da hoş bir final yaptı dizi.
Birkaç bölüm  daha ya da ikinci sezon olmasını çok isterdim.

İzlerken de sık sık gülüp eğlendim. Japonların bize, hatta tahminimce tüm dünyaya tuhaf gelebilecek bir espri anlayışları var. Yine de izleyiciyi güldürmeyi başarıyorlar. Gerçekten mi öyleler dizilere has mı kendilerini böyle gösteriyorlar bilmiyorum ama kendi Japon hocamı hatırladıkça gerçeğe yakın olduğunu düşünüyorum.:)
Bu şapşal görünümlü halleri bana fazlasıyla sevimli geliyor bazen. :)

Tsukumo rolüyle izlediğim Kimura Takuya'ya ise hayran kaldığımı söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama kendisi Dr. Jin'de gönlüme taht kuran Takao Osawa'dan sonra en beğendiğim ikinci Japon erkek oyuncu olarak yerini aldı. :)

Dizi hakkında genel bilgi ve oyunculara bakalım:
Orjinal: MR. BRAIN
Format: Renzoku
Tür: Komedi, Polisiye
Bölüm: 8
Reyting: 20.0 (Kanto)
Yayıncı Kanal: TBS
Yayın Aralığı: 2009-Mayıs-23 to 2009-Temmuz-11
Yayın Günü: Perşembe 20:00
Dizi Şarkısı: JUMP by Van Halen

Konusu: Ryusuke Tsukumo olayları geç algılayan, ancak sevimli ve çekici bir host kulüp çalışanıdır. Bir kaza sonucu beyni değişime uğrar ve birkaç sene sonra araştırmacı olabilecek düzeye gelir. Artık Ulusal Polis Bilimi Araştırma Enstitüsü'nde çalışmaya başlayan sinirbilimci Tsukumo, hala bazı durumlarda nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmeyen biridir, ancak bilimsel yanı çok kuvvetlidir. Eğer polisin çözmesi gerektiği bir konuda Tsukumo'nun aklına birşey takıldıysa, o sorusuna cevap bulmak için sonuna kadar araştırmaya devam eder.


Dizinin giriş müziğini de oldukça beğendim. :)

25 Ocak 2013 Cuma

Queen Seon Deok OST Balbambalbam Türkçe Altyazılı

Muhteşem Kraliçe, Bidam ve Balbambalbam
Muhteşem Kraliçe'yi izleyip de beğenmeyen kolay kolay çıkmaz herhalde.
Benim gibi ön yargıyla başlayıp ilk bölümlerinde "Amann, aynı işte, ne farkı var ki diğer tarihi dizilerden?" diye eleştiren hatta Yuşin'i beğenmeyip "Bu tipsizin neresini sevdi Dokman?" deyip duran birinin bile fikri değiştiyse herkes sever diye düşünüyorum. Öyle ki, ne zaman diziye kendimi o kadar kaptırdığımı, bir günde 3-4 bölüm izlesem bile doymadığımı, hele diziye giren Bidam karakterinden sonra nasıl diziyle yatıp kalktığımı anlamadım bile.
Dizideki tüm karakterler bir tarafa Bidam karakteri için bile başlı başına izlenebilecek bir dizi.

Muhteşem Kraliçe benim için ne Yuşin, ne Dokman, ne de Bidam - Dokman aşkı...
Muhteşem Kraliçe'nin bana ifade ettiği tek kişi "Bidam", tek şey de Bidam'ın terk edilme, sevilmeme korkusu.


İlerleyen bölümlerde Bidam'ın terk edilme, sevilmeme korkusunu öyle bir işlediler ki benim de içim parça parça oldu. Son bölümlere doğru, tüm dizi boyunca bırak tek damla gözyaşını en ufak duygu bile hissetmeyen ben Bidam'la beraber oturup ağladım.

O üzüldü ben üzüldüm, o acı çekti ben acı çektim... Hele tek başına yaşadığı acı ve hayal kırıklığı sırasında çalan bir şarkı vardı ki o şarkıyla kendimi koyverip ağlıyordum.
Onca zaman geçti hala günde 5-10 kere dinlesem bile doymadığım, etkisi hiç geçmeyen bu şarkının sözlerini araştırıp bir de Türkçe altyazıyla anlayarak dinleyelim dedim.

Burada bir not düşmek istiyorum, "Balbambalbam"ın anlamı adım adım (yürümekten) ziyade nereye gideceğini bilmeden amaçsızca (yürümek) anlamındaymış ama en uygun yerleştirebildiğim ifade buydu.

İyi seyirler. :)


19 Ocak 2013 Cumartesi

Soul & Coma

Korku Faslı....
White Cristmas'ı izleyip hayran kalınca kardeşimle bu alana bir el atalım, psikolojik gerilim tarzında bir şeyler daha izleyelim dedik. Birkaç kişiden öneri aldım.
Biz de bölüm sayısı, oyuncular ve konuyu da ele alarak iki dizi seçtik.
Soul/Hon ve Coma.

Önce Soul'u izlemeye karar verdik. 10 bölümlük bir dizi. İlk bölümleri güzel gidiyordu.
Oyucular iyiydi, konu ilginçti. İlerleyen bölümlerde ilk bölümlerde midemizi kaldıran iğrenç hayaletler biraz daha eli yüzü düzgün hale gelmişti. Suçlu profili uzmanı, hipnozda yetenekli harika bir adamımız da vardı.
Tamam, aradığımızı bulduk dedik.


Başrolde Yi San (Sarayın Rüzgarı) dizisinden tanıdığımız ünlü aktör Lee Seo Jin'in oynadığı dizinin konusu şöyle:
Lise öğrencisi Hana ikiz kız kardeşinin ani ölümünün ardından garip bir yeteneği olduğunu keşfeder. Hayaletleri görebilmekte, hikayelerini duymakta ve hatta kimi zaman olağanüstü güçleri tarafından yönetilmektedir.
Şiddetten adeta tiksinen adli psikolog Ryu Jin, Hana'ya büyük bir nezaketle yaklaşır. Ryu Jin, Hana'nın güvenini kazandıkça Hana da Ryu Jin'e bir o kadar aşık olur. Genç kızın yeteneğini keşfettiğindeyse, onu suçluları cezalandırmak için kullanmaya başlar. Ardında da anne ve kızkardeşinin katilini savunan avukat Baek Do Sik'e karşı komplo planlar.

Buraya kadar her şey güzel gidiyordu ama dizinin bölüm sayısının azlığından mıdır, senaristin neyi nasıl anlatacağını şaşırdığından mıdır bilmem bir noktadan sonra olaylar kopmaya başlıyor. Ortalıkta bir sürü cinayet işleniyor, kimse suçlu bulamıyor, kızımızın özel güçleri ve Psikologun hipnozuyla kendinden geçip işlediği cinayetleri hatırlamıyor falan...

Her şeye bir kılıf bulup, dizi boyunca dizinin ilk başlama sahnesindeki olayı ne zaman göreceğiz diye merakla bekliyorduk. O sahnede, Ha Na'yı karşılıksız bir aşkla seven Shi Woo, Ha Na'nın peşinden koşar. Ha Na beyaz bir elbise giymektedir ve üstü başı kan içerisinde ondan kaçmaktadır. Ha Na koşar koşar ve sonunda Ryu Jin'e ulaşır. Önce boğazına sarılıp onu öldürmeye çalışır. Sonra kendisine gelir ve Ryu Jin'e kendisini öldürmesini, içinde bir şeytan olduğunu söyler. O sırada ikinci oğlan bunlara yetişir ve elindeki bıçakla üstlerine doğru koşarken sahne sona erer....
Dizinin ilk başlama sahnesi buydu ama 10 bölüm boyunca kırk takla atıp bu sahnenin ümidiyle yanıp tutuşan biz avucumuzu yalıyoruz dizinin sonunda. Sanki aceleye getirilmiş ya da becerilememiş bir sonla ekrana bakakalıyoruz. Ve başlangıç sahnesi hiç ama hiç karşımıza çıkmıyor.

Neyse her şeye rağmen içinde aradığımız kriterlere uygun bir şeyler vardı. O yüzden çok da elim boş dönmedik bu diziden.

Dizinin müzikleri gerçekten güzeldi. Özellikle Yangpa'nın seslendirdiği Ghost şarkısına hayran kaldım.
Oyuncular da oldukça başarılıydı. Sırf onlar için bile izlenmeye değdi benim gözümde.

 Shin Ryu (34) --> Lee Seo Jin

Yun Ha Na (18) --> Im Ju Eun

Jeong Si Woo (19) --> Park Geon Il (Super Nova)

Yun Doo Na (18) --> Ji Yeon (T-Ara)

Soul'den sonra kendimize seçtiğimiz 5 bölümlük Coma'ya geçtik.


Konusu şöyle:
Manwon Hastanesinin kapıları arkasında korkunç gerçekler saklanıyordur, bunlardan biri de on yıldır hastane sakinlerince saklanmaktadır. Bütün olaylar tek bir kişi, komada olan Lee So Hee etrafinda merkezleniyordur. Yıllardır yaşanan sayısız tıbbi kaza sonucu hastanenin devamlı düşen itibarı, kapatılmasına mecburiyet oluşturur. Ancak, hastane bir kapısını kapattığında diğeri açılır ve uzun süredir saklanan gizler bir intikamla ortaya çıkar.

Bu dizinin bence eksiği yoktu. Türü korkuydu ve gayet de başarmışlar bunu.
Biz biraz daha psikoloji unsuru aradığımız için istediğimizi bulamadık.
Fakat izlediğime pişman da olmadım. :)

Bol bol tırstığım yer oldu. Karanlıkta ve yüksek sesli izleyince ayrı bir gerginlik hissi uyandırıyor tabii ki.
İşlenen konuda bir çocuğun ruhunun intikamından esinlenilmesi de olayı daha bir ürkütücü hale getiriyor.
Bu diziyi izlerken fark ettim ki yetişkinlerin ruhuymuş, hayaletiymiş çok da korkutucu gelmiyor kimseye ama için içine 12-13 yaşlarında bir çocuk girdi mi daha korkutucu hale geliyor her şey.
5 bölüm boyunca her karakterin gözünden tek tek olayların evrelerini anlatıyor dizi bize.
Biz de her yeni bölüm bir öncekiyle bağdaştırıp ortada dönen şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Kim ne yapmış? Neden böyle olmuş? gibi sorularımıza cevap bulmaya çalışıyoruz.
Tabii ortada dolaşan bir ruh olduğundan biraz mantığa aykırı şeyler var elbette ki ama zaten dizinin konusunda bu var.


Çok fazla kan vardı. Dizi boyunca kan görmekten midemiz bulandı desem yeridir.
5 bölüm olmasına rağmen bünyeye ağır gelebiliyor. Peşpeşe izlenmese etkisi düşebilir tabii.
Olayın geçtiği hastane, ürkütücü ortam, kafayı sıyırmış karakterler, gerilimi arttıran müzikler, efektler başarılıydı. İnsanı yerinden hoplatabilecek ani sahneler de vardı.
Çok fazla korku filmi izlemediğimden karşılaştırma yapamasam da izlediğim birkaç dizi/film arasında başarılı bulduğum bir diziydi. Finaline gelince genel olarak her şey cevaplanmış ve sonlanmış olsa da her yapımda olduğu gibi anlayıp bağdaştıramadığım birkaç nokta da kaldı geride.


Bu iki yapımdan sonra uzunnnn bir müddet korku türünde yapım izlemek istemiyorum. :)
Üst üste izlemek bünyeme ağır geldi. Zaten pek bana göre de değilmiş bu tür iyice anladım.
Bu türü sevenler için bence en azından Coma'ya bir şans verilebilir. :)

Fakat psikolojik gerilim tarzında şeyler izleme niyetim hala devam ediyor.

9 Ocak 2013 Çarşamba

Queen Of Ambition // Yawang 2013

Uzun zamandır beklediğim dizilerden bir tanesi olan Yawang'ın yayın günü sonunda kapıya dayandı.
Kore bay ve bayan oyuncuları arasında çift olarak birbirine yakıştırabileceğim en iyi çiftlerden biri oldu Soo Ae ve Kwon Sang Woo. Dizinin konusu yine fakirken gözü yüksekte olan hırslı bir kadının onun uğruna her şeyi feda edecek kadar onu seven adama ihanet etmesiyle şekil alacak gibi. Tabii ihanete uğrayan adam intikam peşine düşer. Konu klasik görünse de benzerlerinden farklı olarak bizi diziye bağlayacak şeylerin olacağına eminim. Başta oyuncular yeterli olacaktır hatta.

Genel Bilgi:
Adı: Queen of Ambition
Diğer Bilinen Adı: Yawang / Night King / Wild King
Tür: Melodram
Bölüm Sayısı: 24
Yayınlandığı Kanal: SBS
Yayınlandığı Zaman: 2013-Ocak-14 / 2013-Nisan-02
Yayınlandığı Gün: Pazartesi & Salı Gecesi 21:55
Konu:
Bir yanda ülkenin "Fist Lady"si olabilmek için önünde kimsenin durmasına izin vermeyecek, sefaletten gelen hırslı bir kadın.
Diğer yanda ise bu ihtiraslı kadın için her şeyi feda etmeye hazır bir erkek.
Böyle bir durumda dengeler nasıl kurulur?
Bu uğurda neler ya da kimler feda edilebilir?

Dizi Park In Kwon'un aynı adlı 24 ciltlik manhwasının Daemul serisinin 3. kısmından uyarlama olacak. Senaristliğini daha önce Rooftop Prince, Bad Family, My Fair Lady gibi yapımlarıyla bilinen Lee Hye Myung yapacak.



Oyuncular:
Soo Ae -- Joo Dae Hee

Kwon Sang Woo -- Ha Ryu

Jung Yunho -- Baek Do Hoon

Kim Sung Ryung -- Baek Do Kyung

Go Joon Hee -- Suk Soo Jung

Dizinin çevirisini Yeppudaa Çeviri Çetesi olarak arkadaşlarla ortak çevireceğiz. Şimdiden hepimize kolay gelsin, izleyeceklere de iyi seyirler dilerim.

Son olarak da fragmanlarını izleyelim. :)


8 Ocak 2013 Salı

So Ji Sub - KBS “Guerrilla Date” [Türkçe Altyazılı]


Hayranı olduğum aktörlerin baş sırasında yer alan So Ji Sub'un güzel bir videosu.
Önce sokaktaki hayranlarıyla vakit geçiriyor, sonra kendisine sorulan sorulara cevap veriyor.
Ben izlerken çok eğlendim. :)

Videonun küçük bir kısmında altyazı yok çünkü İngilizce videoda o sahneyi kesmişler, yani çevirisi yoktu ben de yazamadım. A Company Man'den görüntülerin olduğu yaklaşık 10 saniyelik bir kısım.
Youtube videoyu siler mutlaka diye oraya yüklemedim. Dailymotion'la idare edeceğiz artık.
Herkese keyifli seyirler.


Orjinal videoyu görmek isterseniz o da burada. :)


Yangpa - Ghost [Soul / Hon OST] Türkçe Altyazılı

Şu sıralar büyük bir beğeniyle izlediğim 2009 yapımı, korku gerilim tarzındaki Soul/Hon dizisindeki Yangpa'nın seslendirdiği "Ghost" adlı şarkı çok hoşuma gidince Türkçe sözlerini merak ettim tabii ki. Araştırmalarım sonucunda İngilizce çevirisini bulup bir de Türkçe altyazılı video hazırladım.
Dizi içinde, bol psikolojik sorunlu kişilerin yanı sıra hayaletler, seri katiller, bol kanlı cinayetler kol gezse de bu olayların ardından böyle duygu yüklü bir şarkı dinlemek garip gelse de şarkıyı çok beğendim.
Defalarca dinlediğim halde hala her dinlediğimde aynı etkiyi bırakıyor üstümde.

Yangpa'nın daha önce A Gentleman'deki şarkısını da dinlemiştim. Gerçekten etkileyici bir sesi var. Bundan sonra sıkı takipçisi olacağım kesin.
Herkese keyifli seyirler.


6 Ocak 2013 Pazar

Ghost Sweepers // Hayalet Süpürücüler 2012

En Büyük Temizlik Operasyonu Başlıyor!!!

Film: Ghost Sweepers / Fortune Tellers 
Yönetmen: Shin Jeong-won (신정원) 
Senaryo: Kwon Seong-hwi (권성휘) 
Yapımcılar: Jang Won-seok, Kang Myoung-chan 
Prodüksiyon: Dasepo Club co. Ltd. 
Vizyon Tarihi: 3 Ekim 2012 
Süre: 119 dakika 
Ülke: Güney Kore 
Dil: Korece 
Tür: Komedi/Korku/ Doğaüstü 

Konu: 
Genç bir bayan gazeteci olan Chan Young (Kang Ye Won), sözde şeytanlar tarafından ele geçirilmiş bir köye araştırma için gönderilir. 
Köyde gerçekleşen korkutucu ve garip olaylar sonucu yerel şamanlar ve diğer dini liderler bile kurtuluşu köyü terk etmekte bulmuşlardır. Ama iblisler tarafından ele geçirilen köyün kurtuluşu için doğaüstü güçlere sahip 5 kahraman, takım olarak bir araya gelir. 
Bu kötülükten kurtulmanın yolu olan bu ilginç ekip, şaman ustası Park (Kim Soo Ro), hayaletleri gören keşiş Shimin (Kwak Byeong Gyoo), geleceği gören çocuk Wol Gwang (Lee Je Hoon), geçmişi okuyabilen tarot ustası Seung Hee (Woori) ve iblis kovma cihazları üzerine doktora yapmış Mühendis Seok Hyeon (Lee Je Hoon)'dan oluşan bu takım, köydeki şeytani güçlere karşı destansı bir savaş içine girer. 
Gazeteci Chan Young ise bu kahramanları ilgiyle izler. 

Oyuncular: 
 Mühendis Seok Hyeon (Lee Je-hoon)   ---   Gazeteci Chan Young (Kang Ye Won) 

Şaman Ustası Park (Kim Soo Ro)  ---  Keşiş Shimin (Kwak Byeong Gyoo) 

       Tarot Ustası Seung Hee (Woori) --- Geleceği Gören Wol Gwang (Yang Kyeong Mo)

Son çevirdiğim film Ghost Sweepers beklenenin üzerinde eğlence garantili bir film.
Çok fazla ayrıntılara takılmadığınızda bol bol gülüp, kahkaha atılabilecek bir film hatta.
Ailecek izlenebilir bir yanı da var ayrıca. Korelilerin hayaletleri komedi filmlerini güzel yaptığını birçok kişinin yorumlarından okumuştum. Haksız da sayılmazlarmış. Oyuncuların da iyi iş çıkarttığı bu filmin izlemesi kadar çevirmesi de eğlenceliydi.

Sözde ülkenin en iyi ruh kovucuları kötü bir ruh tarafından ele geçirilmiş bir köyü kurtarmaya çalışırken geçmişte kalan önemli bir sır da açığa çıkar. Olayları birbirine bağlayan bir düğüm vardır. Düğüm çözüldükçe köydeki kötü ruhun da sırrı açığa çıkar. Kötü ruhla baş edemeyip kaçan birçok ruh kovucunun aksine geride kalan 5 ruh kovucu birbirlerine de güvenmeyi öğrenerek bu olayların peşinden gider.
Bu sırada beceriksiz ruh kovucuların komikliklerini izliyoruz kahkahalarla. Belki çok sıradan olaylar gibi görünüyorlar ama yine de insanı güldürmeye yetiyor.


Hani boş zamanınız var ve kafanızı rahatlatacak, yüzünüzü güldürecek, sizi eğlendirecek aynı zamanda izlemenin de boşa zaman kaybı olmayacağı bir film ararsanız bu film işte tam bu tanıma uyuyor.
Türkçe altyazı için buraya ya da buraya bakabilirsiniz.
Keyifli seyirler.
Fragman: