12 Kasım 2013 Salı

Secret / Secret Love / Bimil (2013)


Uzun zamandır izleyecek güzel bir Kore dizisi bulamamaktaydım yine. Bu aşamada gelen izleyici yorumlarından anladığım farkını ortaya koyan tek dizi vardı, o da Secret. Her ne kadar şu sıralar çok beğendiğim yegane dizi Reply 1994 olsa da güncel devam ettiğinden ve haftada sadece 2 bölüm verildiğinden hazır biraz vaktim varken şu övülen Secret'a bakayım dedim.
Birkaç yorumdan Nice Guy'a benzetildiğini okudum ama daha önce Yawang da ona benzetilmiş ama sonra alakası olmadığını görmüştük diyerek pek ciddiye almadım bu yorumları. Tabii olayın çıkışı aynı gibi görünse de buna illa bir şeyin benzeri denilecekse Nice Guy da daha önceki benzer yapımlardan özentiydi demeliyiz o halde. Kısacası özellikle intikam yapımlardındaki ortak noktalar bu dizide de mevcuttu tabii, artık o klişeleşmiş denilebilecek şeyleri görmezden geliyoruz.

Diziye gelecek olursak, sevdiği adam uğruna onun işlediği suçu üstlenip hapse giren sonra da sevdiği adamın ihanetine uğrayan saf ve aşık kızımızı anlatmakta. Bu bu arada ona aşık olan zengin esas oğlanımız da eksik değil diziden.

İntikam dizilerinde beni konudan ziyade intikamın nedeni, kişilerin düşüncelerinin geçerlilik derecesi ilgilendiriyor aslında. "Kendin ettin kendin buldun" dedirtecek kadar saf bir karaktere tahammül edemiyorum. Ya da, "İyi de kardeş, sen şimdi neyin intikamı almaya çalışıyorsun." dedirtecek kadar da zayıf bir düşünceyle çıkılan intikam yolu da beni kızdırıyor.

Bu dizi en az son izlediğim intikam dizisi olan Shark kadar geçerli bir, hatta birkaç neden sunmakta. Bu nedenle de beğendiğimi söylemeliyim öncelikle.
Kızımız bir fedakarlık yapsa da sonrasında bunu çok fazla devam ettirecek nitelikte aptallıklar yapmaması sevindiriciydi. Tabii o farkında olmadan arkadan iki erkek yüzünden çekip yaşadıklarıysa gerçekten yürek parçalayıcıydı. İşte o acı bize öyle bir verildi ki sonrasında almak istediği intikama kimse ama kimse hayır diyemez oldu. Gerçi mevcut durumda pek de intikamını alamadı henüz.
Ayrıca Ji Sung'un canlandırdığı başrol erkeğimizin dizinin başlarındaki kızdan intikam alma çabalarına çok kızdım. "Oğlum, adam olup sevdiğin kızı koruyamadın, kız senden kaçarken canından oldu." diye çok düşündüm.

Oyunculuklara gelince senaryo nedeniyle mi bilmiyorum ama kendisini çok beğensem de Ji Sung'u bir türlü diziye oturtamadım. Çok dışındaydı sanki... hani derler ya konuk oyuncu misali pek bir eğreti geldi gözüme.
İnandırıcı bulamadım, yaptıklarına anlam veremedim ve o karakteri istediğim yere oturtamadım bir türlü.
Donuk, soğuk ve isteksiz bir oyunculuk vardı bana sanki göre. O nedenle de kendisinin beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim.

Hwang Jung Eum ise yine oyunculuğunu konuşturmuş. Bugüne kadar oynadığı dizilerdeki başarısını bu dizde de göstermiş. Ondan beklediğimden de fazlasını verdi bana. Hatta Bae Seo Bin'le birlikte diziyi inandırıcı kılmaktaki en büyük başarı onlarındı. Önce o neşeli hali, ardından gelen umudunu kaybetmeden yaşamaya çalışan sevdiği adama güvenen aşık hali, daha sonra ise yaşadığı acılarla yüreğimizi parçalayıp o hayattan bezmiş, yaşama arzusunu kaybetmiş, artık dayanacak gücü kalmamış zavallı insan rolünü çok güzel hissettirdi bize. Bire bir yaşattı ve inandırdı bizi. Kesinlikle çok beğendim onu da karakterini de. Senariste de bize aptal bir karakter izletmediği için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Bae Seo Bin genelde kötü karakter rolünü oynasa da çok beğenip sevdiğim bir oyuncudur. Bu dizide de maaelesef herkesin kötü diye gösterdiği karakter rolünde oynamış. Gel gör ki oyunculuğuna diyecek söz yoktu. Bakışları, ses tonu, haykırışları, yeri geldiğindeki ağlayışları... Her duygusu bana inandırıcı geldi ve o olmasaydı dizinin inandırıcılığının daha düşük olacağını düşündürdü bana. Umarım bir sonraki yapımında da kötü karakter olmaz.

Lee Da Hee yani ikinci kızımız ise sevmediğim bir oyuncu. Yani bana robotmuş gibi bir his veriyor. Oyuncuğunu beğenmiyorum. Karakteri de bir tuhaftı zaten. O nedenle bu dizide de en tutarsız, en gıcık karakter oydu bence. İlk bölümden beri sevemedim kendisini. Hiç hak veremedim yaptıklarına. "Kendince haklı" dedirtemedi bana. Bae Seo Bin'in canlandırdığı, onca kötülüğü yapmış adama bile yer yer hak verdiğim yerler oldu ama ben bu kızın niyetini, amacını çözüp de, "Haklısın be kardeşim." diyemedim gitti.


Henüz son iki bölümünü izlemedim ama genel olarak konunun işlenişiyle kendini izlettiren, bir adım sonra olanlarla izleyiciyi yer yer şaşırtan güzel bir dizi çıkmış ortaya.
Tabii eksikleri var yine, bazı olaylar çok hızlı geçilmiş, bu da mantıklı bağlantı kurmayı zorlaştırmış.
Yine de üst üste bölümleri izleme isteği uyandıran, izleyicinin merakını söndürmeden ilerleyen, izleyin diye tavsiye edilebilecek bir dizi. Finalinin de güzel olacağını umut ediyorum.
Tabii bu konudaki dizilerin finalinden öyle peri masallarındaki gibi bir son beklemek biraz uçuk olur. Tek beklentim olayların her birinin açıklığa mantıklı bir biçimde çıkarak her şeyin son bulması.
Bae Seo Bin'in karakterinin sonunun ölüm olacağına inanmaktayım, muhtemelen de kendi kendinin ölümüne neden olacak ama bakalım, göreceğiz artık...

Dizi 16 bölüm ve Kore'de de reytingleri oldukça iyi. Bence de hak ediyor reytingleri zaten.
Fragmanlara da bakalım biraz.

Bir de dizinin çok beğendiğim OST'si var. Genel olarak müzikleri güzel olsa da bu bir başkaydı.
İnsanı büyülüyor gerçekten.