Benim Kore dizilerine bağlanmamda en etkili rolü bu dizi oynamıştır.
İzleyeli neredeyse 4 sene oldu ama hala etkisi gitmedi.
İtiraf ediyorum iki kez baştan sona izledim.
"Mianhada, saranghanda"
"Özür Dilerim Ama Seni Seviyorum"
Tür: Drama, Romantik
Bölüm Sayisi: 16
Yayinlandigi Kanal: KBS
Yil: 2004
Yönetmen: Lee Hyung Min
Senaryo: Lee Kyung Hee
Oyuncular:
Cha Moo-hyuk: So Ji-sub
Song Eun-chae: Im Soo-jung
Choi Yoon (singer): Jung Kyung-ho
Kang Min-joo: Suh Ji Young
Hikaye Avustralya'da başlar. Kore'den evlatlık olarak oraya gönderilmiş ve orada sokak serserisi olarak yetişmiş insanlarla röportaj yapılıyordur. Herkes annesinden kendisini terk ettiği için nefret ediyorken bizim esas oğlanımız Cha Moo Hyuk tam tersine düşünüyordur...
"Eminim onun da sebepleri vardır.
Beni terk etmesi ona da epey koymuş olmalı.
Bilirsiniz, öyle yoksuldu ki beni besleyemedi bile.
İyi bir hayatım olsun diye benden vazgeçti.
Annemi bulup ona elbiseler, güzel yiyecekler, ve lüks bir ev alacağım.
Bekle beni, anne!"
Bu düşüncelerde olan esas Moo Hyuk'un sevdiği bir kız vardır ama kız bir mafya babasıyla evlenmeye karar verir. Düğünü basıp sevgilisini kaçırmak isteyen Moo Hyuk kafasından vurulur. Kurşunu çıkartamazlar ve kısa süre sonra ölebileceği söylenir. Sevdiği kız ona para onu verip Kore'ye yollar.
Kore'ye gelip araştırma yapan Moo Hyuk önce gerizekalı bir ikizi olduğunu öğrenir. Sonra annesinin yaşadığı yeri öğrenir ama annesi diğer oğluyla beklediğinin aksine çok zengin ve mutlu bir hayat sürmektedir.
Moo Hyuk annesinin neden onları bıraktığını öğrenmek için onları izlemeye koyulur ve bu sırada daha önce Avustralya'da gördüğü evin çalışanı Eun Chae ile karşılaşır.
Moo Hyuk onu çöp gibi sokağa atan annesinden intikam almak için uğraşırken Eun Chae ile birbirlerine aşık olurlar. Öyle ki Moo Hyuk bu kızla olursa tüm nefretini bile unutmaya razıdır.
Moo Hyuk:
"Tanrım… Gerçekten varsan sana bu sözü veriyorum.
Kalan günlerimde Eun Chae’nin yanımda olmasına izin verirsen…
Kalan günlerimi bu kadınla geçirme fırsatını verirsen bana…
Daha çok üzerime yüklenmezsen…
Her şeye bir son vereceğim...
Kinimi, öfkemi bir kenara atacağım ve huzur içinde öleceğim.."
Sevdiği kız onunlayken her şeye razıdır.
Moo Hyuk:
"Gitme.
Gitme, Eun Chae.
Sana ayak bağı olmam, gitme..."
Gelin görün ki işler hiç de bizim aşıkların istediği gibi gitmez.
Moo Hyuk'un nefreti yaşanan olaylarla yeniden alevlenir ve intikam hırsıyle yeniden tutuşmaya başlar.
Yine de Eun Chae'ya olan sevgisi içini yakmaya devam eder.
Moo Hyuk:
"Taş kafa. Eun Chae.
Keşke seni tüm gece sırtımda taşısam.
Benimle gelmek ister misin?
Benimle gelirsen çok mutlu olurum.
Seni sırtımda taşırken ölsem keşke..."
Fakat Moo Hyuk'un öleceğinden ve ev sahibesinin oğlu olduğundan bihaber Eun Chae, evin şımarık oğlu Yune ile Moo Hyuk arasında gidip gelir. Moo Hyuk'u sevse de şartlar bir türlü bu iki aşığı birleştirmez...
Annesinin oğlu Yune'yı kurtarmak için kendisini kullandığını anlayan Mu Hyuk iyice deliye döner ve Yune için deli olan annesinin kendisini sokağa atmış olması fikri canını çok yakar. Artık sabrının sonuna gelip kapı arkasından annesine isyan eder...
Moo Hyuk:
"İstediğin bu muydu?
İstediğin şey kalbim miydi?
Ben de...
Ben de senin evladınım.
Aynı Yune gibi!
Beni sen doğurdun.
Beni bu dünyaya sen getirdin!
Ben de senin kanındanım.
Ben de senin oğlunum!
Ben de... senin... oğlunum.
Oğlun...
Ben de senin oğlunum!"
Sonrasında ise Eun Chae her şeyi öğrenir.
Unutulmaz repliklerin olduğu harika sahneler de beraberinde gelir.
Song Eun-chae:
"Duyduğuma göre dünyada en acınacak insanlar hiç hatıraları olmayanlarmış.
Eğer çok güzel bir hatıram olsaydı sanırım hayatım boyunca o hatıraya minnet duyar, mutlu olurdum…"
Song Eun-chae:
"Benden kaçtığını biliyorum.
Beni yaralamak, incitmek istemiyorsun…
Sen gittikten sonra nasıl üstesinden geleceğimi merak ediyorsun.
Ama bilmediğin bir şey var.
Geride kalanlar bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar.
Ölen, öldüğüyle kalıyor.
Geride kalanlar bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar.
Hem ben bir taş kafayım.
Çabucak unuturum.
Pek zeki sayılmam.
Muhtemelen her şeyi bir ay içinde unutmuş olurum.
Bir ay boyunca kalbim kırık dökük dolaşırım.
Ama bir ay sonra, arkadaşlarımla çıkmaya ve eğlenmeye başlarım.
Komik bir şeyler gördüğümde kahkahalar atarım.
Sonra kendimi toparlarım.
Yani benim için üzülmene gerek yok."
Moo Hyuk:
"Bana acıma. Hayır lafımı geri alıyorum.
Bana acımalısın.
Sevgi ve merhamet göstermelisin. Şefkate ihtiyacım var.
Song Eun-chae: Sen hiç de acınacak bir durumda değilsin.
İçinde kocaman bir sevgi barındırıyorsun.
Sana ihanet eden kadın için kurşun yemeyi göze alacak kadar…
Kocaman bir sevgi…
Sen bir zavallı olamazsın…"
Eun Chae:
"Yarın yine geleceğim.
Ertesi gün de geleceğim ve ondan sonraki gün de.
Sana bakmaktan usanıncaya kadar geleceğim, bayım.
Senden tiksininceye kadar geri geleceğim.
Onun için benden gitmemi isteme.
Asıl bunu yapamam işte.
Yune'nin emriyle gelmek... Senin emrinle gitmek...
Dilediğiniz gibi itip kakacağınız biri değilim ben.
Benim de istediğim şeyler var...
Sahip olmak istediğim şeyler...
Yapmak istediğim şeyler...
Ne kadar çok denesem de, inkar edemeyeceğim şeyler var.
Ben de sizin gibi duyguları olan bir insanım.
Bunu bilmiyordunuz, değil mi?
Benim de sizler gibi bir insan olabileceğimi.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum.
Seni seviyorum..."
Moo Hyuk:
"Geri gelmemeliydim.
Doğduğumda çöp gibi atılmıştım.
Çöp gibi de yaşamalıydım ve çöp gibi de usulca yok olmalıydım.
Hiç kimseyi rahatsız etmeden."
Moo Hyuk:
"Anne…
Eğer dünyaya bir daha gelirsem yine oğlun olarak doğacağım
ve iyi bir evlat olacağım, benimle gurur duyacaksın.
Seni seviyorum, anne. Seni sevmediğim bir tek an bile olmadı.
Anne… Beni doğurduğun için çok teşekkür ederim."
Song Eun-chae:
"Hayatımda bir kerecik olsun, kendimi düşünüp,
kendim için yaşayacağım.
Bu suçsa, seve seve cezamı çekmeye razıyım. "
Moo Hyuk:
"Taş kafa, özür dilerim... Seni seviyorum..."
Bu da dizinin unutulmaz şarkısı "Snow Flower":
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder