28 Temmuz 2013 Pazar

I Hear Your Voice // 2013

Yoğun bir dönemde olduğumdan yayınlanan birçok diziden uzak kalmıştım. O yoğunluğu atlatınca ne izlesem diye büyük kararsızlık içinde kaldım. Önemde yığınla dizi vardı ve ben hangisini seçeceğime karar verememiştim. Böyle uzun aralardan sonra ister istemez bir soğukluk da geliyor insana. Önce birkaç film izleyerek giriş yaptım. Sonrasında daha önce indirip arşivlediğim birkaç diziye bakayım bari dedim.
Şu an beğeniyle takip ettiğim Shark dizisi hariç hiçbir güncel diziye bakasım gelmemişti çünkü.
İzlediğim yapımlardan çok da memnun kalmayınca kendimi son zamanlarda çok methini duyduğum bir güncel dizinin kollarına atıp bir şansımı deneyeyim dedim ve doğru karar verdiğimi gördüm.

Öncelikle sırf Lee Bo Young hayranlığım nedeniyle diziye başladığımı ve erkek oyunculardan Yoon Sang Hyun'u biraz sevsem de Lee Jong Suk'u hiç sevmediğimi söylemek istiyorum. Zaten dizinin 16 bölümünü izlediğimde de fikrim pek değişmedi. Oyuncular hakkında da çok yanılmadığımı görmüş oldum. Lee Bo Young neredeyse tek başına diziyi götürürdü bence. Yoon Sang Hyun'un da düşündüğümden daha iyi olduğunu itiraf edeyim tabii. Lee Jong Suk ise düşündüğümden bir kademe daha iyi olsa da yeterli değildi kesinlikle. Onun yerine başka bir oyuncu oynasaydı diziden aldığım zevk kat be kat fazla olurdu eminim.

Her şeye rağmen dizinin konusu güzel olduğundan ve iki erkek oyuncudan çok bayan oyuncusunun olduğu sahnelerin olmasından dolayı olacak ki çok fazla göze batan bir durum yoktu.

Dizinin konusunu daha klişe bir şey bekliyordum ama farklı ve güzel çıktı. Elbette ki birçok Kore dizisinde yer alan kalıplaşmış olaylar burada da mevcut fakat bunları görmezden geliyoruz artık.
Tabii yine fazlasıyla mantık hatası var dizide. Haa, bir de Güney Kore polisinin pek de işe yaramadığını, hepsinin tamamen salak olduğunu da düşündürmüyor değil dizi. Fakat bu tür yapımlarda yine görmezden geldiğimiz kısımlardan bir iki tanesi de bunlar.

Her ne kadar olaylar zincirini tahmin etmek çok zor olmasa da konunun işlenişi, senaristin izleyicinin dikkatini ve merakını uyanık tutmayı iyi başarması her bölümü heyecanla izlemenizi sağlıyor.
Tabi tekrar etmeden geçemeyeceğim Lee Bo Young oynadığı karakterle tamamen bütünleşmiş ve tüm seyirciyi kendine hayran bırakıp onların diziden bir saniye bile kopmasına izin vermiyor.
Bu da bize reytinglerinin neden bu kadar yüksek olduğunu açıklıyor zaten. Tabii zannımca yazın bu sıcak günlerinde insanlar biraz daha romantik komediyi tercih ediyor tabii. Buna ben de dahil.
Bir ara o kadar dram, aksiyon ve bol entrikalı diziler izledim ki bu sıralar, hele de bu kadar yoğun bir dönemden çıkmışken, bir tanesine daha dayanamazdım.

Diziyle ilgili genel bilgiler şöyle;

Dizi Adı: 너의 목소리가 들려 / I Hear Your Voice 
Bilinen Diğer Adı: I Can Hear Your Voice 
Türü: Romantik, Fantastik, Komedi 
Bölüm Sayısı: 18
Yayın Tarihi: 5 Haziran - 1 Ağustos 2013 
Yayın Günü & Saati: Çarşamba & Perşembe / Saat- 22:00 
Yayın Kanalı: SBS

-KONUSU- 
Bu dizi "Masum olma ihtimali %1 bile olmayan" sanıklar için devletin atadığı avukatlar hakkında bir dizidir. 
Jang Hye Sung (Lee Bo Young) cesur, küstah, vurdumduymaz ve komik bir kadın avukattır. Huysuz ağzı, pek de görgüsü olmayan sivri diliyle, zorlu işlere hevesli biridir. Cha Kwan Woo (Yoon Sang Hyun) ciddi, tutkulu ve maço olan bir devlet avukatı ve eski bir polis memurudur. Bu arada Park Soo Ha (Lee Jong Suk) ise insanların düşüncelerini duyma gücü olan 19 yaşında bir gençtir. Kimsenin istemediği, suçsuz bulunma şansının %1 olduğu durumları birlikte çözmek için bir takım olacaklardır.

Tabii bu konu bize kabaca bir bilgi veriyor, kesinlikle daha diziye başlamanızın ilk dakikalarında farklı yerlere gidiyor ve bu konuyu unutuyorsunuz.
Bu arada es geçmemeyim esas oğlanın Yoon Sang Hyun olacağını sanmıştım ama değilmiş. Buna biraz üzüldüğümü söylemeliyim. Diğer ikiliyi pek birbirine yakıştıramadım.

Dizideki aşk üçgenine dahil olmasa da birçok olayda yer alan savcı kızımız, yani ikinci bayan oyuncumuz da diziye ayrı bir renk katmıştı ayrıca. Gençlik döneminde kendisine kızar gibi olsak da daha sonra kendisini izlettirdi ve kendi hikayesiyle de ilgimizi çekmeyi başardı.

Kötü adama değinmek bile istemiyorum zira rolünü cidden öyle iyi oynamış ki oyuncu, gerçekten sinirlerime dokundu. Elime geçse bir kaşık suda boğabilirdim. Çok fazla kötü roldeki kişileri izledik ama çok azından ciddi anlamda böyle tiksinmişliğim olmuştur. Her ne kadar bu karaktere sinir olduysam da oyuncuyu tekrar başarısından dolayı tebrik etmek istiyorum.

Neyse özetle sıcaklardan bunalmışsanız, daha fazla içim kararmasın diyorsanız, biraz eğleneyim, güleyim, aşk da görsem fena olmaz derseniz sıkılmadan, bölümlerini peş peşe izleyebileceğiniz bu güzel diziyi tavsiye ederim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder