3 Ocak 2015 Cumartesi

Misaeng / Incomplete Life (2014)

Malumunuz Güney Kore televizyonlarında başı çeken üç büyük kanal mevcut. SBS, KBS ve MBC. Genelde en çok izlenen, yüksek reyting alan diziler bu kanallardadır. Ancak özellikle son iki senedir bu üç ana kanala rakip kablolu kanalları da boy göstermeye başladı. Bunların başında ise beklenmedik şekilde çok güzel diziler öne çıkaran TvN kanalı. Daha önce Reply 1994'le şimdiye kadarki en yüksek reytingli dizi rekorunu kıran kanal, bu kez de ona yakın bir reyting performansı sergileyen Misaeng'le karşımızda.

Misaeng, Kore'de aynı adlı popüler bir webtoon'dan uyarlama bir dizi. İlk bölümüyle kablolu kanal dizilerinin genelinde olduğu gibi %1'lik reytingle başlamış olsa da ilerleyen her bölümde çıkışını sürdürüp %8.4'lük reytingle finalini yaptı. Tabii bu final muhtemelen daha ilk sezonun finali. Mart ayında 2. sezonun geleceğini söyleniyor.

Bu genel bilgilendirmeden sonra gelelim dizimize. Öncelikle öğrencilere ve romatizm arayanlara hitap etmediğini söylemeliyim. Çünkü dizi uluslararası bir pazarlama şirketi ve çalışanlarını konu alıyor. İş hayatını anlatan, romantizmden fazlasıyla uzak bir dizi. Bu nedenle iş hayatına iyi kötü girmemiş, staj yapmamış kişilere hitap etmemesi çok normal. Tabii bu onların da diziyi beğenmeyecekleri anlamına gelmiyor. Sadece iş hayatındaki kişiler kendinden daha çok şey bulabilir dizide demek istiyorum.

Dizide büyük bir şirket çalışanlarının karşı karşıya geldiği olaylar zinciri işleniyor. İlk bölümlerde birçok stajerin şirkete kabul edilmek için verdikleri uğraşları izliyoruz. Acemilikleri, kendilerini gösterme çabaları, oraya kadar ulaşabilmek için geçtikleri yolları... Bu zorlu staj dönemi sonrasında seçilen 4 yeni çalışanla şirket yoluna devam etme kararı alınca dizi de bu acemilerin üzerinde ilerlemeye başlıyor.
Bu 4 çaylaktan ilki, aslında bu mesleğe dair hiçbir bilgisi, eğitimi, yeterliliği olmayan, şirkete referans üzerine giren 2 yıllık sözleşmeli çalışan Jang Geu Rae'dir. Geu Rae, üniversiteye gitmemiş açıktan diploma almıştır. 26 yaşına gelmiş olmasına rağmen ne yabancı dili, ne iş deneyimi vardır.
Çünkü hayatını "Go (baduk)" oynayarak geçirmiştir. Profesyonel bir Go oyuncusu olabilecek yeteneğe sahipken babası ölünce maddi sorunlar nedeniyle yarı zamanlı işlerde çalışmak zorunda kalmış, Go'ya yeterli ilgiyi gösteremeyince bu hayalinden içi yana yana da olsa vazgeçmek zorunda kalmıştır.
Orada kendisine destek olan biri sayesinde "One International" şirketine girmeyi başarmış ve 3. Satış Ekibinin bir üyesi olmuştur. Dizi boyunca bu satış ekibindeki üstleriyle yaşadığı deneyimlerini izliyoruz. Torpilli olarak görüldüğü için ilk günlerinde oldukça sıkıntısını çekiyor bunun.
Diğer üç çaylağımız ise; iş hayatında bayan olduğu için sürekli sorunlarla karşılaşan hatta dışlanan  An Young Ki, çok yetenkli olmasına rağmen şefi tarafından sürekli temelleri bilmediği için görmezden gelinen Jang Baek Ki ve sempatik, neşeli, sevgi dolu ama başı tüm işi üzerine yıkan şefiyle belada olan Han Suk Yool.
3. Satış Ekibi kadar olmasa da bu üç çaylağın ekiplerini ve yaşadıkları zorlukları da izliyoruz dizide.
İlk staj gününüzü ya da ilk iş gününüzü düşünün. Ne kadar kendinize güvenirseniz güvenin tedirgin olmamak elde değildir. Her şey gözetmeninizin nasıl biri olduğuna bağlıdır çünkü. Size destek mi olacak yoksa köstek mi? Misaeng'de hem destek olan hem de köstek olan gözetmenleri izliyoruz. Bu arada köstek oluyor gibi görünse de aslında destek olanları da izliyoruz tabii. Fazla uzatmaya gerek yok aslında, özetle iş hayatının cilveleri seriliyor önümüze.
İş bulmanın iyice zorlaştığı, birçok vasıflı elemanın olduğu günümüzde iş bulunca da sorunlar çözülmüyor malum. Bu acı gerçek sunuluyor bize aslında. Girdiğiniz işe ayak uydurmak, başarılı olmak ve kalıcı olabilmeyi sağlamak... Hepsi birbirinden zor. Ancak en kötüsü günlerini, aylarını hatta yıllarını verdiğin iş yerinden istemeksizin ayrılmak zorunda kalmak bence. İşte o zaman bütün emeklerinizi çöpe atmış gibi hissediyorsunuz.
Dizi içerisinde başarısızlıklar, başarılar, sevinçler, hüzünler, dostluklar, düşmanlıklar, alınan riskler, yapılan fedakarlıklar etkili bir biçimde işlenmiş. Aile faktörünün iş üzerindeki etkisine değinilmiş. Güvenin önemi vurgulanmış. Hiyerarşinin önemi, gurur, prensip, terfi uğruna yapılan şeylerden bahsedilmiş.
Anlayacağınız aşk teması hariç her şey var.

Kalabalık bir oyuncu kadrosu olduğu için bahsedilecek çok şey ve kişi var ama üzeinde konuşmazsam olmaz dediğim 3 kişi için ufak bir şeyler söyleyeceğim.

Geu Rae rolündeki Siwan. Kendisini daha önce de izlemiştim ama bu diziyle tam yer etti aklımda.
Geu Rae karakterini çok iyi yansıtmış. Durgun, içine kapanık, sessiz, hayatın sillesini yemiş, çok çalışarak her sorunu halledebileceğini düşünen bir karakter bu. Bazen içimi kararttığını itiraf etmem gerekiyor. Neredeyse onun yüzünden depresyona girecektim. Onun yaşadıklarını yaşasam o kadar direnç gösteremeyeceğim de bir gerçek. Bu açıdan bakınca da aslında bir umut kaynağı. Özellikle iç ses konuşmalarını duymamız, iş hayatını Go oyunu üzerinden benzetmeler yaparak anlamlandırmaya çalışması çok hoşuma gitti.

Oh Sang Shik rolüyle Lee Sung Min. 3. Satış Ekibi şefimiz, canımız, ciğerimiz. Her patron senin gibi olsun, canımı yesin dedirtten adam. Doğru bildiğinden şaşmayan, altındaki çalışanlar için elinden geleni yapan, hepimizin tabiri caizse babası. Kocaman gülümesemesiyle herkese umut dağıtıp, destek olmaya çalışan biri. Bazen tek bakışıyla kalbimi acıttığı, gözlerimi doldurduğu oldu. Çok başarılı bir karakterdi bence.


Han Suk Yool rolüyle Byun Yo Han. İlk karşımıza çıktığında kendisine gıcık olmuştum. Diğer stajerler kendisine "köpek" lakabını takmışlardı. Fakat ilerleyen bölümlerde nasıl olduysa en sevdiğim karakter haline geldi. Şirketteki her şeyden bir şekilde haberi olan ayaklı gazetemiz.
İşinde çok başarılı, hak edene hakkının verilmesini isteyen, neşesiyle, azmiyle, sevgi dolu kalbiyle izleyenlerin de yüzünde tebessüm oluşturan karakter. Şefi bütün işleri buna yaptırıp övgüyü kendi alıyor diye isyan aşamalarına gelse de hiyerarşiyi aşamayıp sisteme boyun eğmek zorunda kaldığında çok büyük hayal kırıklığına uğrar. Yine de her zaman yanlışlıkları düzeltmek için uğraşmayı sürdürür.

Diziyi çok beğendiğimin için çok daha fazla şey söylemek istiyorum ama yazıyı çok uzattım. Burada noktayı koyayım. Sizler de fragmanı izleyip dizinin en sevdiğim OST'sini dinleyin. Tabii diziyi daha izlemediyseniz hemen indirmeye başlayın.

 


3 yorum:

  1. Ne güzel yazmışsın emiş, ellerine sağlık. Bu dizi böyle övüldükçe ikinci sezonu çevirmek için sabırsızlanıyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size böyle 2. sezon çevirisi için sabırsızlandırmaya yarayacaksa böyle 10 yazı daha yazarım ben. :) Hepinizin ellerine sağlık tekrardan.

      Sil
    2. İnşallah ilk sezon kadar anlamlı ve dokunaklı olur.
      Ekip adına tekrar teşekkür ettim o zaman :)

      Sil