Kadınlık Onuru.... Ne çok şey söylenebilir bu konu hakkında değil mi?
Muhakkak insanlık var olduğundan beri böyledir ama şu aralar kadın olmanın en zor olduğu dönemlerden birindeyiz maalesef. Erkeklerin kendilerini kadınların üstünde tuttuğu, eşlerini insan yerine koymayıp kendi malı gibi gördüğü, her şeylerine karışırken kendilerinde keyfi her şeyi yapma hakkını gördüğü bir dönem... Kadın eş olacak, anne olacak, gelin olacak, evlat olacak, hizmetçi olacak ve bütün bunlara rağmen değer görmeyecek...
Günümüz toplumlarının en büyük sorunu olan "kadın olmanın zorluğu" bu dizide inanılmaz derecede izleyiciyi kendine bağlayacak şekilde işleniyor.
Seul'un bilinen en elit ve zengin ilçesi Gangnam'daki zengin ailelerin hikayeleri üzerine kurulu gibi görünen dizi sevgiye aç insanların, açgözlü ve hırslı insanların, servetlerine servet katma uğruna her türlü pisliği yapabilecek insanların ve bu zengin hayatına girebilmek için çabalayan fakir insanların hayatlarını sunuyor bize. Bu açıdan baktığımızda da kıskançlık, hırs, kötülük, nefret, sevgi, imrenme, vefa... aklınıza gelebilecek birbiriyle çelişen tüm olumlu ya da olumsuz duyguyu barındırıyor.
Bu nedenle konu ağır gibi geliyor, bunaltıcı ve kasvetli bir dizi ortamı getiriyor akla ama tam tersi sıkmıyor, boğmuyor hatta yer yer güldürüyor da.
Dizideki oyuncuların hepsi on numara iş yapıyor diyebiliriz. Biri mi batmaz göze, hepsi mi rolüne bu kadar verir kendini... Kocaman alkış hepsine ama ikisi var ki dizinin yıldızları. Kadınların hayatına değinen bir dizi olduğunu söylemiştik zaten de esasında iki kadının hayatına daha fazla odaklanmış. Bu iki kadını canlandıran çok sevdiğim ve takdir ettiğim iki usta oyuncu Kim Hee Sun ve Kim Sun Ah yetenekleri ve güzelliğiyle büyüleyip görsel bir ziyafet yaşattı bize.
Kim Hee Sun her şeye sahip zengin bir aile gelini Ah Jin'i canlandırırken, Kim Sun Ah ise onun tam tersi hep hayatın sillesini yemiş elinde hiçbir şeyi olmayan fakir Park Bok Ja karakterini canlandırıyor.
Bok Ja, büyüleyici bir hayat yaşayan Ah Jin'e imrenmekte ve onun hayatına sahip olmak istemektedir. Bunun da tek yolunun para olduğunu düşünür ve Ah Jin'in ailesine girer. Yaşanan birçok olaydan sonra o paraya kavuşur ama mutluluğu getirenin elde ettiği o para olmadığını fark eder. Sonrasında ise niye mutlu olamıyorum diye kendini sorgulamaya başlaması hepimiz için bir ders niteliği taşıyordu adeta.
Bok Ja karakterinin yaşadığı gelgitleri, çırpınışlarını, yaşadığı o yalnızlığı, sevgisizliği, hayal kırıklıklarını, çaresizliklerini izlemek beni oldukça etkiledi.
Ah Jin ise kendine güveni en üst raddede olan, hep neşe dolu, başarılı ve sevgi dolu bir karakterdir ama onun da gerçek kendini bulması süreci çok etkili bir şekilde işleniyor. Bir kadının özünde ne kadar güçlü olduğunu gösteren, yılmayan ve kadın olarak bizi örnek teşkil eden karakteriyle büyülenmemek elde değildi. Güzelliği ve insanı kendine hayran bırakan giyimiyle de mest olduk.
Dizi yayınlandığı kanalın en yüksek reytingini alan yapım oldu. Tüm izleyenlerden olumlu yorumlar aldı. Değindiği konular itibariyle herkesin bir noktada kendini bulması kaçınılmaz. Tür olarak da her şeyi kapsıyor aslında. Gerilim, gizem, psikolojik, dram, romantik, komedi... Ne ararsanız var.
Son olarak da bir tebrik de senariste gönderiyorum. Dizinin son yarım saatine kadar gizemi koruyup bizi ters köşeye yatırdı. Herkes bir "Aaaaa" oldu ama kimse de ne kadar mantıklı olduğunu inkar edemedi...
Kısacası içinde ne ararsanız var diyebileceğimiz bir dizi bu, mutlaka izleyin. Pişman olmazsınız.
Park Bok Ja'yı özledim yine içim acıya acıya...😭😭
Bu diziyi çok övüyorlar... Sanırım ben de izlemeliyim. :)
YanıtlaSilBence de izle. Herkes izlesin hatta. :)
SilAhhh Park Bok-Ja!!! TT.TT Harika bir yazı olmuş emis! Diziyi tekrardan hatırladım adeta. Gidip bi OST dinleyip daha da tazeleyeyim anılarımı. Bu arada benden de tavsiye, izlemeden geçmeyin arkadaşlar. :)
YanıtlaSilTeşekkürler Hades, beni en iyi sen anlarsın. :)
Sil