Ghost / Phantom
3. bölüm öyle hızlı, karışık ve bol olaylıydı ki bir an kim kimdi, hangi olay neydi diye her şeyi birbirine katıp çorba yaptım. Ölen kadınlar, kovalamaca, virüsler derken her şey öyle ani oldu ki bölüm bittiğinde "Ne oluyoruz yahu?" dedim. Onca olayın üstüne sanki bir değil birkaç bölüm izlemiş gibi hissettim. Nitekim 4. bölüm de bu olay döngüsü içinde devam etti. Cinayetlerin katili bulundu ama esas aranan katil yine paçayı kurtarmıştı.
Bu sırada artık Hades olarak izlediğim Woo Hyun bu kimlikle daha bir havalı, zeki ve başarılı hale geldi.
Olayların kilit noktasını görmesi, ustalığı, bilişim konusundaki bilgisiyle her an beni kendisine bırakacak uyanıklığıyla artık favori karakterlerimin arasına girdi kendisi.
5. bölüme geçtiğimizde artık ilk cinayetten doğan o karmaşık cinayet furyasını geride bırakıp dizideki asıl kedi fare kovalamasına başlamış bulunduk. Büyük bir virüs saldırısını öğrenen bilişim suçları birimi buna engel olmaya çalışırken Hades hem sorunu çözme hem de kimliğini saklama derdine düşmüştür.
Deli daha lakaplı şefi hem Woo Hyun'a hem de Hades'e gıcık olduğundan kafayı sanki ülkede başka olay yokmuş gibi buna takıp sadece Woo Hyun'un Hades olduğunu ispatlama derdine düşmüştür. Tabii bu da Hades'in işini iyice zorlaştırır.
İşte tüm bu olaylar içinde dizimizin kilit noktası olan Hades'in büyük rakibi, Woo Hyun'un katili ve daha ardasında bir sürü sır saklayan kişi ortaya çıkar...
Gerçek Woo Hyun'la geçmişte bağlantısı olduğunu dolaylı yoldan bildiğimiz bu adamı Hades tanımayınca onun Woo Hyun olmadığını düşünenler kervanına biri daha katılır.
6. bölümde bu büyük virüs saldırsına engel olmaya çalışan Hades büyük riskler alarak kimliğini açığa çıkarmayı bile göze alarak sorunu çözer. Bu sırada ise sık sık geçmişe dönüp kafamızdaki bir sürü soru işaretinin birkaçına cevap bulmaya başladık. Tabii bu sözde cevaplar yeni soruları da beraberinde getirdi.
Hala kim ne yapmış, kim kimi öldürmüş, kim neyi neden yapmış... gibi bir sürü soru hakkında en ufak bir cevabım yok.
Bu insan beynini çorbaya döndüren dizi beni daha çok uğraştıracağa benziyor. Tabii meraktan çatlamama da neden olabilir.
Geçmişe dönüp gerçek Woo Hyun'la Hades'in öğrencilik yıllarındaki arkadaşlıklarını görmek gerçekten güzeldi. Şahsen Daniel Choi'yi bu dizide çok sevdim ve onu ne kadar çok görürsem o kadar memnun oluyorum. Bu nedenle sık sık geçmişe gitsek fena olmaz yani...
Woo Hyun'un babasının neden yatağa düştüğü ayrı bir merak unsuruyken bir de oğlu olduğunu öğrenince iyice şaşkına döndüm.
Bu noktada esas kızımızla aslında birbirlerinden hoşlandıklarını görünce ise yakında Hades'le kızımız arasında bir şeylerin olmaya başlayacağını görecek gibiyiz.
Her ne kadar dizilerde aşk unsurunu çok aramasam da aralara biraz serpiştirilmiş olması da fena olmuyor tabii. Yakında bu çifti daha samimi görmek isterim.
6. bölüm bittiğinde aklımda onlarca soru kalmış olsa da ilerleyen bölümlerde çözüme karışacağına inanıyorum. Tabii bu karışıklığın içinden senarist çıkabilirse. Ya da belki o çıkar ama ben yakalayamam, belli olmaz...
Neyse sabırsızlıkla yeni bölümü beklemekteyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder