13 Mart 2015 Cuma

Kill Me, Heal Me (2015)

 
Bu seferki yazı, başladığı ilk bölümden son bölüme kadar beni kendine hayran bırakan, Reply 1994 ve Misaeng'den sonra bitmesin diye dövündüğüm, bitince kendimi çok büyük bir boşlukta hissettiğim, her bölümüne ayrı bayıldığım dizi Kill Me, Heal Me hakkında olacak. Hani insan çok sevdiği bir şeyi kelimelerle ifade etmekte zorlanır ya şu an tam da o durumdayım. Ne desem de duygularımı, dizi hakkındaki düşüncelerimi daha iyi yansıtabilirim pek emin değilim ama yine de izlemeyi düşünenlere biraz yol göstermeye çalışacağım.
Kore'de "It's Okay, That's Love" ile beraber başlayan psikolojik konulu dizi akımına dahil olan dizilerden birisi olan Kill Me, Heal Me'nin başrollerine seçilen Hwang Jung Eum ve Ji Sung çiftini çok beğenerek izlediğimiz Secret Love'da yakaladıkları harika uyumla tanıyoruz zaten. Son zamanlarda Kore yapımlarında başrol oyuncular seçilirken eski yapımlarında başarı ve beğeni toplayan çiftleri tekrar yeni bir yapımda oynatma modası bu dizide de kullanılmış ki bu çift bizi fazlasıyla memnun bıraktı bu uygulamadan.
Dizinin oyuncuları kadar senaryosu da çok başarılı. Daha önce "The Moon that Embracing the Sun" dizisiyle Kore'de büyük bir başarı yakalayan senarist bence bu dizide daha da başarılı olmuş. Dizinin ilk sahnesinden son sahnesine kadar her şeyi planlamış ve işlediği çoklu kişilik bozukluğu konusuna iyi çalışmış. Dizideki olaylar oldukça iç içe girmiş ve karmaşık görünse de olayların birbiriyle bağlanışı ve işlenişi o kadar akıcı, detaylı ve akılda soru işareti bırakmayacak şekilde ilerledi ki dizi bittiğinde senaristi ayakta alkışlama isteği duydum.

Oyunculara detaylı olarak dönecek olursak hiç şüphesiz ki ilk, 7 farklı kişiliği olan esas oğlanımızı canlandıran Ji Sung'dan bahsetmem gerekir. Evet, 7 farklı karakter izletti bize. Hem de öyle başarılı bir şekilde yaptı ki bunu, gerçekten farklı oyuncular oynuyor hissine kapılıyorsunuz izlerken. Dizi boyunca rolden role, şekilden şekile bürünüp bizi kendine ve oyunculuğuna hayran bıraktı. Esas kızımızı çok seviyor olsam da bu dizinin yıldızı hiç kuşkusuz Ji Sung'dur.

Kişiliklere de bir göz atalım. Esas kişilik olan Cha Do Hyun aklı başında, başarılı, parmakla gösterilen örnek bir kişidir. Beklemediği anda ortaya çıkan kişiliklerinin çıkardığı sorunları gidermek için oldukça efor sarfetmektedir.
Shin Se Gi ise tam bu karaktere zıt bir kişilik olan, tabiri caizse "asi çocuk" diyebileceğimiz, bir bakışıyla tüm kızların kalbini eriten haşin bakışlı serseri kişiliktir. Biz izleyiciler bile Do Hyun mu Se Gi mi diye birbirimize düşüp bir dizide iki oğlan için değil de esas oğlan için taraf tuttuk resmen.
Tabii ben her iki karakteri de çok seviyordum ama Se Gi'nin cazibesini inkar etmem mümkün değil. Dizide azıcık daha görmeyi isterdim onu.
Karakterlerden bir diğeri Ferry Park. Eğlenceli karakteriyle, tuhaf şivesi ve dansıyla çok içten, doğal ve samimi bulduğumuz bir kişilik. Diziye ayrı bir renk getirdi ve ortaya çıktığında yüzümü mutlaka güldürdü.
Gelelim her çıktığında gülmekten beni kırıp geçiren bir diğer kişilik olan Ahn Yo Na'ya. 17 yaşındaki liseli çatlak bir kızdır bu kişilik. Ji Sung bu rolün hakkını öyle güzel verdi ki Yo Na ortaya çıktığında mutluluktan havalara uçuyordum.
Ahn Yo Sub ise Yo Na'nın ikizi olan sürekli intihar etmeye çalışan içine kapanık, ağır depresif takılan kişiliktir. Onun özellikle çatıya çıkıp intihar etmeye çalıştığı sahnesini çok beğenmiştim.
Nana ve Mr. X ise dizi boyunca pek karşılaşmadığımız ama var oluş nedenleri fazlasıyla olan yine oldukça etkili kişiliklerdi.
Aslında her kişiliğin Do Hyun'un içindeki bir parça olduğunu biliyoruz ve hepsini ayrı ayrı çok seviyoruz dizi boyunca.

Esas kızımız Oh Ri Jin ilk yılında olan başarılı bir psikiyatristtir. Bir şekilde yolu Cha Do Hyun'la keşişir ve onun gizli doktoru olur. Tabii bu ikili arasında başalayan duygusal yakınlaşma da dizinin olmazsa olmazıydı.
Hwang Jung Eum çok sevdiğim bir oyuncudur, her konuda çok beğenirim kendisini. Gülmesi, ağlaması, her türlü oyunculuğu çok başarılı gelir bana. Rolüne kendini kaptırıp canlandırdığı karaktere gerçekten hayat veriyor bence. Bu dizide de aynı şeyi yapmış ve iyi bir oyunculuk sergilemiş. Ji Sung'la bu dizide de iyi bir uyum yakalamışlar. Dizi boyunca bayağı bir bağırıp çağırdı, Yo Na'yla saç saça baş başa girdikleri kavgalara ayrı bir bittim.

Son bahsedeceğim kişi Oh Ri On'u canlandıran daha önce "sende ışık var oğlum" deyip hakkında yazı yazdığım ve kendisinden fazlasıyla umutlu olduğum Park Seo Joon. Gerçekten de beni yanıltmadı ve o yazıyı yazmakta ne kadar haklı olduğumu gösterdi bana bu dizide. Bir dahaki yapımda umarım onu büyük kanallardan birinde başrolde görme şansımız olur. Bence bu iş için yeterli kıvama geldi artık. Onca yeteneksizi başrollerde izliyorsak Park Seo Joon bunu hayli hayli hak eder bence. Bu dizide de yine çok tatlı, sempatik ama bir o kadar şebek rolde görüyoruz kendisini. Başta öyle değil gibi düşünsek de kilit oyunculardan biriydi. Diziye gerçek anlamda renk kattı. 19. bölümde esas kıza kendi kendiyle konuşurken ettiği veda sahnesinde çok etkilendim gerçekten.
Diziyi herkese tavsiye ederim. İzleyip de beğenmedim diyeni görmedim henüz. Bir şekilde Ji Sung rüzgarına kapılıyorsunuz zaten. Diziyle ilgili tek yapabileceğim olumsuz eleştiri finalinde esas oğlanın babası olayının biraz zorlama olması olur. Bir de şirkette sürekli bahsi geçen kurul toplantısı kısmının çabucak geçiştirilmesi olayı var. Yine de dizi bütünüyle çok hoşuma gittiği için pek de rahatsız etmedi beni bunlar.
Dizinin müzikleri de çok güzeldi. Uzunca bir süre dinleyeceğime şüphe yok. Hâlâ dizinin bittiğine inanamıyorum. Yeri zor dolacak ama umarım kısa zamanda böyle her bölümünü iple çektiğim bir dizi tekrar çıkar karşıma. Şimdiden özledim diziyi. Şiddetle tavsiye ederim herkese.

Fragman niyetine. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder